Lüks araçlar nasıl millileşir

Her şeyin “milli” olanı gözümüze ayrı bir güzel gözükür ya bizim. Bakın lüks araçlar nasıl milli oluyor?

İşler kabaca şöyle oluyor: Adamlar ikinci el lüks araçları Türkiye’ye sokup galerilerinde sanki sıfır km imiş gibi satıyorlar. Bu arada nasıl beceriyorlarsa araçları ederinden çok daha düşük gösterip vergi ve gümrük masraflarından kurtuluyorlar. Sonra bu araçları yasal yolla satabilecekleri fiyatın altına satıyorlar. Bu şekilde son birkaç yılda 10 bin adet lüks araç satıldığını okudum ama gazete bu sayıyı kaynak göstermeden yazmış.

Sonra bu iş bir yerden patlıyor. Ünlülerden de bu araçlara sahip olanların duyulmasıyla mevzu kamuoyunun ilgisini çekiyor. Bir iki günah keçisini birkaç gün medyada görüyoruz.
Sonra asıl ilginç süreç, bizi “biz” yapan o süreç başlıyor. Bizim devlet en iyi bildiği mekanizmayı çalıştırıyor: Bürokrasi.. Bu işi yapanlar “devletlû” larla da beraber iş tuttukları için işler uzuyor, araya milyon tane mevzu giriyor. Yavaş adalet, bir milyon palavra, siyaset, tanıdık, eş-dost falan derken bir bakıyorsunuz, devlet vergisi ödenmeden sahip olunmuş lüks araçlara af çıkaran bir uygulamayı torba yasaya sokmaya çalışıyor. Ve daha matrağı, kimsenin arabasına bile el konmamış!

Türkiye’de benzinin litre fiyatının 5 TL olması ve ismi bile komik bir sürü doğrudan vergi olması bu hikaye ile ilişkili işte.
Bizim aldığımız 100 dolarlık bir development board’a “yassah kardeşim” diye el koyup gümrük vergisi isteyen kuralcı devletimiz mesele kendisiyle iş tutan ahlaksız tüccarları aklamak olunca stratejik aklını çalıştırabiliyor.

Farkımız da bu sanırım. Devleti yönetenler, en azından devlet bursuyla yurt dışına çıkmışlığı olan, hayatının önemli kısmında devlet maaşıyla yaşamını sürdürmüş olan ve halen devlet imkanlarıyla bir şeyler yapan insanlar arasından çıkıyor. Bizim gibi “devlete rağmen” bir şeyler yapmaya çalışan insanlar belki de bu yüzden, bu anlamsız kamu harcamalarını, bu gülünç devlet kutsama ritüellerini falan pek anlayamıyor. Devletle iş tutmanın karlı bir şey olduğunu ve seni hiçbir şey olmadan bir şey yapabileceğini biliyor bu adamlar.. Dışlayıcı kurumlarla beraber çalışabilmenin bir yolunu bulmuşlar. Bizim bireysel yeteneklerimizi ekonomiye yansıtabilmemiz ise kapsayıcı kurumları gerektiriyor ve gelecekte de bunun olabileceğini gösteren bir işaret yok. Sonra bu tiplerin çıkıp yerli otomobil üretelim, bizim de Apple, Google gibi markamız olsun demelerine verilecek küfürsüz cevapların buraya yazılabilecek bir tanesi siz yapın demek olabilir..

Düşüncelerinizi yazın...

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.