Senelerce bu memleketi asker yönetti. Normlarını, doğrularını, kıytırık doktrinini halka dayattı. Her Türk’ün asker doğduğuna bu zavallı insanları inandırdı. Benim kuşak, benden önceki kimbilir kaç kuşak ve sonraki birkaç kuşak sabah okulun bahçesinde içtimaya toplandı, andlar,marşlar okudu. Beden eğitimi dersi diye yanaşık düzen eğitimi aldı. Bayram gösterisi diye saçma sapan toplu hareketler yaptı.
Eyvallah..
Böyle bir yönetimsel ve zihinsel ortamda, askeri kodları olan bir düzende, disiplinin ve bir merkezden yönetilmeyi kolaylaştıracak bir korporatizmin driver’ları kurulu olarak yetişen kuşakların, yanaşık düzen konusunda Kuzey Kore ile birincilik mücadelesi vermesini beklersin, değil mi?
Ama gönül rahatlığıyla, “sokakta yürümeyi bilmemek”le itham edebiliriz insanlarımızın önemli bir kısmını. Ve yanaşık düzenin kralını da Japonlar yapıyor, gördüğüm kadarıyla.
Sen her 10 senede bir darbe gör. Memleketi asker kursun, yönetsin, önderlik etsin vs. Ama böyle bir şeyi elin Japon’unun yaptığını gör. Gerçekten üzüldüm. Ulan dedim, biz yanlış ya da anlamsız bile olsa, hiçbir şeyi gerçekten tam beceremiyoruz.
Gerçi buna yanaşık düzen ya da uygun adım demeyelim artık, synchronised precision walking, amacı askeri eğitim olmayabilir. Ama 1:30 dan sonra olay resmen kopuyor:
http://www.youtube.com/watch?v=Afpc_EcohcY#t=181