Sağlık Bakanlığı’nın SABİM (Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi) adında bir birimi var. Bu birime 184 numaralı telefon üzerinden ulaşabiliyor ve onlardan bilgi alabiliyor, şikayetlerinizi iletebiliyorsunuz.
Dün akşam ben çalışırken televizyonda haberler “oynuyordu”. Sağlık çalışanlarının 184 ihbar hattı kapatılsın diye eylem yaptıklarını anlatan habere dikkat kesildim. Görüntüler bunun bir şaka ya da kandırmaca olmadığını ispatlayacak kadar netti: Sağlık çalışanları gerçekten de, vatandaşın sağlık hizmetlerinde karşılaştığı aksaklıkları iletebileceği bir iletişim hattı olmasını protesto ediyorlardı ve resmen bu hat kapatılsın diyorlardı. Bunu sokakta, o vatandaşların arasında, budalaca sloganlar atarak yapabiliyorlardı.
Ülkemizde doktorluk da tıpkı öğretmenlik, generallik, ev hanımlığı, devlet memurluğu ve diktatörlük gibi kutsal mesleklerden birisidir. Yaptıkları bir hatanın şikayet edilebileceği bir platformun varlığını bile sokakta eylem yaparak protesto edecek kadar kabul edilemez bulabiliyorlar. Çünkü onlar kutsal kalmak istiyorlar.
Halkı askerlikten soğutmak diye bir suç vardı, hatırlar mısınız? Bok yoluna giden bir fakir çocuğuna ne olduğunu sormak bu suçtan yargılanmak için yeterliydi. Sonucun ne olduğunu burada tekrar yazmayayım. Bu ordu 30 yıldır bir çatışma halinde ama intihar eden mensuplarının sayısı çatışmada ölenlerden fazla…
Bir dizide mesela dizi karakteri bir bakkal yanlış bir şeyler yaparken gösterilmeyehgörsün, bakkalcılar odası ayaklanıverir. Bakkalığın toplum için ne kadar kutsal bir meslek olduğunu ve ne zor koşullarda yapıldığını anlatır ve diziyi protesto ederler. Bu “sivil” mesleki dayanışma refleksinin temelinde kendi küçük kutsallıklarını yaratma çabasından başka bir şey yatmaz.
Peki herkes neden gücünün yettiğince kutsal olmaya çalışır? Sebebi basit: Evrensel kurallar ve ahlak normları çerçevesinde işini yapmayı zor bulanlar kutsallık kavramına saklanıp alıştıkları hayatı yaşamaya devam etme isteğindedirler. Bizim buralarda “kural”, “hukuk”, “adalet” ve “vicdan” gibi kavramların karşısında hep kutsal bir şeyler vardır ve bu kutsallık çooook yukarılara kadar çıkar gider.
Kutsallar, doğruluktan ve vicdandan kaçmanın tantanalı bir yöntemidir. Doktorluk kutsaldır. Yaptığın bir iğne küçük bir kızın kolunun kesilmesine ya da basit bir operasyon sırasında hastanın kaybedilmesine veya yeni doğmuş bir bebeğin hastanede enfeksiyon kapıp ölmesine neden olsa bile doktorluk kutsaldır. Öyle kalmalıdır. İnsanların haklarını aramaları, neden diye sormaları bu kutsallığa bir hakarettir.