Teknik konular toplumun genelini hiçbir zaman ilgilendirmez. Niçin ilgilendirmez diye sorarsanız, insanlar bundan anlamazlar. İnsanlara devlet yönetiminde kuvvetler ayrılığından söz etmeniz mantıksızdır. İnsanlara yüksek yargı kurumlarına atama yetkilerinden söz etmeniz de mantıksızdır. Bu insanlara, bir yasama dönemi bitmeden meclisin feshedilebilmesi yetkisinden söz etmeniz de mantıksızdır. Doğrudan bir ülke idaresinin nasıl olacağıyla ilgili hukuki bir çok ayrıntı içeren bir tartışmayı bu halkın önünde yapmanın hiç bir mantığı yoktur.
İnsanlara tüm bunları, üstelik bir gümbürtüye getirip onları bir şeylerle korkutarak anlattığınız zaman verecekleri cevaplar haliyle mantıklarına ya da bilgiye dayanan değerlendirmelere göre olmayacaktır.
Sistem dediğiniz şey, devlet aklı dediğiniz şey, böyle sualleri, böyle tercihleri halkın inisiyatifine bırakmaksızın yenilenme ve gelişmeyi kendi kendine yapabilmek için var(olmalı)dır.
Aslında bu yazıyı kısa tutmayı planlıyordum. Yazının başına otururken amacım bence EVET kazanacak demekten ibaretti.
Ama insan ister istemez evet mi kazanır hayır mı iddiasına girmeden önce, neden bu soru soruldu ki, bunun bir mantığı var mı diye düşünmeye başlıyor. Niçin faiz oranlarını ya da gümrük kotalarını vatandaşa sormuyorlar da anayasadaki birkaç maddenin değişmesini demokrasi bayramı yaparak bize soruyorlar? Bu ülkenin dış politikasını, enerji politikasını, yabancı sermaye çekme politikasını, tarım politikasını size soruyorlar mı? Cumhurbaşkanı’nın kaç HSYK üyesini doğrudan atayacağının size sorulması gerçek olamayacak kadar zarif değil mi?
Uzun lafın kısası, bu referandumda bize evet mi hayır mı diye sorulan şey, bir saçmalığı halk onayına sunup halk oyuyla meşru kılmaya çalışma çabasından başka bir şey değil. Bu demokrasi falan değil, bu sıkıcı bir tiyatro..
Getirilmek istenen değişikliğin ülkeye ne yararı olacak, bizi ileri mi götürecek yoksa tek adam rejiminin riskleriyle mi yüzleştirecek, bunları bir kenara bırakın.
Bu oyunda hayır çıkmasına çalışmak, bunu ummak, bu yüzden bana çok çocukça geliyor. Bu çaba ya da temenniler oyunun daha da gerçekçi olmasını sağlamaktan başka bir şeye yaramayacak.
Evet çıkacak. Çünkü Orta Anadolu ve Karadeniz bölgelerinde halkın önemli bir kesimi, her ne olursa olsun, önlerine ne gelirse gelsin, Erdoğan’ın onlardan istediğini yapacaklar. Halkın sağduyusuymuş, seçmenin mesajıymış, ferasetmiş, bunları geçin efendim.
Zaten Türkiye’de miting denen şeyler bile artık bir tuhaf oldu. Eline mikrofon alıp insanların önüne çıkmış ve onlardan bir şey için EVET onayı bekleyen adam onlara neye evet diyeceklerini anlatmıyor. Onlara evet derlerse vaat ettiği o muhteşem şeylerin evet demeleriyle ne alakası olduğunu da anlatmıyor. Zaten hiç kimse ona bu alakayı da sormuyor. Tek bayrak, tek millet, tek devlet vs.. İki bayrak olsun diyen mi var ki?
Ana muhalefet lideri gibi, insanı kuşkuya düşürecek derecede silik ve düşük profilli bir tipi bile her konuşmada her mitingde ağızlarından düşürmediklerini görüyorsunuz. Yani böyle bir adama bile tahammül yok. Haberlerde canlı yayına konuk olup, sunucunun boş bulunup bir iki soru sorması karşısında “ama böyle olmaz, siz soru soruyorsunuz, ben kaç programa katıldım böyle rezillik görmedim” diyen profesör milletvekilini de görme ayrıcalığına kavuşmuşsunuzdur belki.
İsterseniz ülkedeki tüm gazetecileri hapse atın, geriye kalan kukla tipler her gün yalakalık yapsınlar, bunun herhangi bir oylamaya etkisi 1 puan bile olmayacaktır. İnsanlar olup bitende bir tuhaflık olduğundan şüphelenmeyecekler. Yeni yetmeleri falan boş verin. 15-20 sene öncesinin TV programlarını, tartışmalarını, mitinglerini hatırlayan insanların bile büyük bir çoğunluğu patates gibi bakacak olup bitenlere..
Bu olup bitenlerin insanların kararlarını ya da beğenilerini belirgin biçimde değiştirmemesi karşısında hala nasıl bir inançla “hayır kazanabilir, insanlar bu saçmalığa dur diyebilirler” denir, ben bilemiyorum.
Bence Evet kazanacak. İş riske girerse seçime müdahale olur mu, ona da hayır diyemiyorum. Devletin yönetimini halkın yarısının net bir şekilde buna karşı olmasına rağmen halkın yarısının kesinlikle sevmediği birine vermek bu ülkeye istikrar ve huzur getirir mi? 🙂 Bu kimin umurunda!!! Ama şuna inanıyorum ki bu referandumun evetlenmesi Erdoğan dönemini Hayır’ın kazanmasından daha kısa ömürlü yapar. Ülke açısından ise her iki olasılık da parlak olmayan bir geleceğe götürüyor bizi şimdilik.
Erdoğan her ne isterse (ama her ne isterse) ona vermeye hazır seçmen kitlesi bu referandumda evet çıkmasını sağlayacak. Ama bu demokrasi ve seçimler anlamında muhtemelen ona yaptıkları son iyilik olacak.