Etiket arşivi: Migros

Şarap Listesi

İçtiğim şarapları derecelendiriyorum:

 Karmen

Karmen Şarap
Karmen

Öküzgözü, Syrah, Merlot, Cabernet Sauvignon, Boğazkere

Kötü… Fazlasını yazmaya değmez. Bu şarap kötü… Aroma yoksunluğu, acılık ve bitişinde bıraktığı o yapaylık hissi ile bir kere daha alınmayı hak etmiyor. Hayat böyle şarapları iki kere içecek kadar uzun değil. Ucuz şarap içilecekse bence bunun yerine Divino alınması uygundur. Bir keresinde Avşa Adası’nda böyle bir şarap içmiştim. Sonunda beni şarap işine de sokacaklar ya…


 Melen

Melen Papazkarası şarap
Melen Papazkarası şarap

Papazkarası üzümü, Tekirdağ yöresi.

Fiyatı Migros’ta 25,90 TL.

Çok lezzetli olmasa  da en azından acılığı yok.  İlkay fena değil dedi.  Bundan daha pahalı ama tadı daha kötü bir sürü şarap var.

Tekirdağ yöresi şaraplarında ağır metal bulunması konusu ayrıca araştırılmalı!!!


Divino

Divino Şarap
Divino Şarap

Boğazkere, Öküzgözü, Çalkarası üzümleri, Denizli yöresi.

Fiyatı büfede 15 TL (litrelik)

Tortu olayı var. Kapağı teneke kapak, mantar değil. Yoğun bir şarap, meyve aroması yüksek. Tadı fena değil. Fiyatına göre oldukça başarılı diyebiliriz.


Sava

Sava Şarap
Sava_sarap

Çalkarası, Merlot üzümleri,  Roze şarap.

Denizli yöresi.

Fiyatı Carrefour’da 21TL.

Değişik bir içimi var. Tadında çok acılık yok. İçtikten sonra garip bir meyve kokusu alıyorsunuz, hiç fena değil. Yemek yanında gidecek bir şey değil. Yemekle beraber maden suyu içmek gibi olur sanırım.  Film seyrederken çerezle falan gidecek bir şey gibi. Ahım şahım bir şey değil ama fiyatıyla beraber düşünürseniz çok kötü değil.


 Angora Cuve

Kavaklıdere Angora Cuve
Kavaklıdere Angora Cuve

Aslında beyaz şarap pek tercihim değildir. Öte yandan bu şarap mereti kötü oldu mu rengi pek fark etmiyor. Bu Cuve şarabını balık yanında götürürüz diye bir zaman önce almıştım, dolapta duruyordu. Bu akşam mutfakta bulaşık yıkarken gaza gelip açtım. Şu kadarını söyleyeyim, iyi ki balık yanında açmamışım çünkü beklediğimden çok daha iyi bir şarap çıktı. Bunu içince beyaz şarapla kırmızı arasındaki farkı anladım diyebilirim.

Tadı da rengi gibi duru ve aroma geri planda. Acılık yok, burukluk alt seviyede (ki bu hoş bile geliyor). En önemlisi de tadına bir kişilik katan bir ekşiliği var. Bu haliyle güçlü bir et ya da balık yemeğinin yanında değil, basit bir çerezle de içilmeyi hak ediyor.

Buzdolabından çıkarıp bardağa doldurup ferah ferah içebileceğiniz “düz” tadı olan rahat bir içecek olmuş bu.

Benim bulaşık yıkamama denk geldi ama bir sonraki sefer daha büyük bir rolde oynatacağım bu Angora Cuve’u..

Migros’tan 28 ya da 26 lira gibi bir paraya aldığımı hatırlıyorum. 

Cumartesi

Cumatesi Şarap
Cumartesi Şarap

Kendi kendime, böyle şarapları niçin içiyoruz, niçin 30 küsur lira para veriyoruz bunlara diye soruyorum. Türkiye’nin haritadaki yerini düşününce insan daha da üzülüyor. Bence siz de kendinize, arkadaş biz niye bunları içiyoruz diye sormalısınız. Bence bunu sormalısınız…

Cumartesi şarabı ile ilgili yorumum şu: Para vermediyseniz ve içebiliyorsanız yanında çerezle takılın. Yapacak bir şey yok..

Terra Varietal Serisi

Dolgun bir tat, hafif acılık ama yine de keyifli içim. 40’lı yaşların başında, 1,65 boyunda ve 65-70 kg ağırlığında neşeli bir hatuna benziyor.

Üzerine yanında iyi gittiği şeyler olarak yazılmış şeylerden biri pizza. Buna katılmıyorum. Ben fırında somonla içtim ve gayet iyi bir ikili oldular.

Aralık 2018 fiyatı Migros’ta 40,90 TL idi. Aperatifle ya da sek içmek için iddialı olur ama kokulu olmayan bir balık ya da et yanında gidecek bir şarap. Fiyatı bence biraz pahalı. Zaten her şey pahalı demek için demiyorum, bu düzey bir şarap 40,90 olmamalı.

Turasan Kalecik Karası

Bu güzelliği Ürgüp’ü gezerken fabrikasından almıştım. Fiyatını hatırlamıyorum ama fabrikadan aldın mı turistik tarifeye giriyorsun ve marketten daha ucuz olmuyordur diye düşünüyorum. Yine de fiyatı pahalı bir şey değildi.

Dolgun aromalı, bitişi fena olmayan, acılığı gideri olan seviyede, genel olarak güzel bir şarap. Film seyrederken çerez yanında şarap içeceğim diyorsak, kırmızı şarap olarak ben bunu tercih ederim. Bir üstteki Terra kalecik karası mı bu mu diye sorarsanız Turasan derim.

Bununla kaliteli bir eski kaşar en ilginç kitaplar okunurken yanı başınızda olmayı hak eden bir ikili olabilir. Ya da köyden gelen zeytinyağında patlatılmış mısır ile dizi izlemek de olabilir. Bu şarap akşamı kurtarır..

Akdeniz İncisi

İsmi pek ümit vaat etmese de çok kötü değil. Şöyle diyeyim, bu şaraba bakıyorsanız ucuz bir alternatif arıyorsunuz demektir. O zaman, eğer Hayyam bulamıyorsanız bunu alın. Eğer Divino da varsa, acılık/ekşilik gibi bir derdiniz varsa Divino alın. Yoksa bunu deneyin. İlk şişede kafa yapmıyor gibi bir şikayetim oldu. Sonraki denemede bu kez 1,5lt’liğini aldım (ben aldığımda 37TL idi, gerçi artık fiyat yazmak pek mantıklı değil). O sanki daha iyiydi. Hep içilecek bir şey değil ama yanında aromalı bir peynirle güzelce giden bir içecek.

Behramlı

Tek kelimeyle güzel! Bu şarabı, Migros’tan 29 liraya aldım (Şubat 2019). Fiyatını en başta yazdım çünkü kendisinden çok daha pahalı şaraplardan bile daha başarılı olduğunu peşinen söyleyebilirim.

Dengeli bir meyve aroması var. Benim için “denge” fermantasyon öncesi meyve rahiyalarını da içermek demek. Divino ya da Akdeniz İncisi’nde karşımıza çıkan o keyif kaçırıcı “duruluk” bunda kesinlikle yok. Girişte bir acılık var ki bu neredeyse denediğim şarapların hepsinde olan nispette. Ancak bitişte oldukça dolgun, kokulu, meyve yönü dengeli bir tatla bitiyor. Yoğun olmasına rağmen çok basit aperatiflerle içilmeye müsait. Ayrıca, ekşiliği neredeyse hiç olmadığı için hamurlu yiyeceklerle de gider diye düşünüyorum. Ben nohut yemeği ve turp salatası ile başladım, film izlerken yanında fıstık yiyerek bitirdim. İlk fırsatta bundan bir tane daha alacağım. Şu an benim için satın alma listesinin en tepesindedir…

Marketten alkollü içecek almak ile market çıkışı yankesiciler tarafından soyulmak benzer durumlar haline geldi. Yemek yanında genellikle bira içmeyi seven biri olarak uzun bir süre önce ekonomik şaraplara kaymış durumdayım. İşte bu Behramlı şarabı kesinlikle benim bu talebimi performans / fiyat oranında tatmin edici biçimde karşılıyor.

Doluca Kırmızı

Doluca Kırmızı Şarap
Doluca Kırmızı Şarap

Bu listenin yapılma amacı başlangıçta “ucuz” şarapları birbirleriyle kıyaslamaktı. Bu listeyi öğrencilik yıllarımda yapmaya başlamış olsam, büyük olasılıkla Doluca bu listede yer almazdı. Her ne kadar o zaman “bulunabilir” şarapların çoğu oldukça ucuz olsalar da köpek öldüren diye bir klasman hep vardı ve bence Doluca bu klasmana girmezdi.

Ancak şimdi genel olarak içkilerin fiyatları öylesine yükseldi ki, yukarıda gördüğünüz 70’lik Doluca, 40TL’lik etiket fiyatıyla artık bir akşam bir şeyler içmek isteyen insanlar için ucuz bir alternatif. Şarap fiyatları, bira ve rakı fiyatlarına oranla biraz daha yavaş yükseliyor gibi bir görüntü var. Şu anda bu tip, 70’lik bir şaraptan alınan vergi 7,77TL. (Vergilerden söz ederken tarih yazmak gerek: Eylül 2019)

Gelelim Doluca’nın tadına. Bu şarabı uzun zamandır içmemiştim. İlk izlenimim “lezzetli” kabul edeceğim sınırımın üstüne çıkan acılığı oldu. Ama artık düştüğü sınıflandırma içinde değerlendirilince fena değil. Akdeniz İncisi, Divino ya da Melen gibi şaraplardan olumlu yönde ayrıştığı en belirgin yanı ise kesinlikle gövdeli bir tadı olması. Yani sulu, uçucu, gazozumsu bir tadı ve kıvamı yok. Bu açıdan kendisini beğenerek içmeye devam ediyorum.

Acılığı ve metalik aroması sebebiyle ben bunu yemek yanında içmem. Ancak ucuz şaraplardaki kıvamsız sığ tat bunda yok. Yanında eski kaşar ile çok iyi gidiyor. Yine de pek çok durumda ilk tercihim olmayı hak edecek bir farklılığı da yok. Doluca markasına elbette bir saygım var ama artık o markayla tanıştığımız zamandan farklı bir devirde yaşıyoruz, 40 lira şu tat için ucuz değil.

Suvla Kınalı Yapıncak

Suvla Kınalı Yapıncak
Suvla Kınalı Yapıncak

Yapıncak asması bizim buralarda iyi bilinen, kapı önlerine, bahçede çardaklara falan ekilen bir üzüm türüdür. Yaprak sarmasını çok sık yediğimiz halde şarabını daha önce içmemiştim. Bu üzümden yapılmış beyaz şarabı görünce denemek için aldım.

Şarabı buzdolabında soğuttuktan sonra sek olarak, yanında da hiçbir şey yemeden içtim. Tek kelimeyle de çok beğendim. İyi bir şaraptan söz ederken hiç öyle süslü laflar etmeye gerek yok. Ben şarapta 3 şeye bakıyorum: 1) Acılık, 2) Ekşilik, 3)Kıvam Bu değerlendirmelerde acılık genelde az olmasını beklediğim şey oluyor ve beyaz şaraplarda da çok düşük olmuyor. Ancak bu şarapta kesinlikle meyvenin aromasını destekleyen, çok hafif, güzel bir acıklık var. Kıvam olarak da kokusundan beklemeyeceğiniz kadar yumuşak, akıcı bir kıvamı var. Bu şarap, meyveden yapılmış bir şey olduğunu unutmamış. O yüzden şunun yanında için, bununla iyi gider gibi yorumları gereksiz buluyorum. Yemeğin yanında ayran gider arkadaşlar. Bu şarabı yemeğin üstüne için.

Bu bebeği, 50cl’lik zeytinyağı şişesinde satışa sunmuşlar. 50cl şarap için pek mantıklı bir hacim değil ama pazarlamacı insanların hayatı algılama şekilleri bizimkinden farklı olduğu için buna yorum yapmıyorum. Fiyatı da 34-35TL gibi bir şey idi (Ekim 2019). Bu çok ucuz bir fiyat sayılmaz ama artık yüksek fiyatlar bahsine konu tek şey şarap olmadığı için yine de pahalı demiyorum. 3 bira mı yoksa bu mu derseniz bilgisayar başında çalışılacak ya da film izlenecek bir kış akşamı için kesinlikle bu şarap derim. Mukayeseyi öyle yapalım.

Cümbüş

Cümbüş Şarap

Ülkemizin içinden geçtiği şu zorlu günlerde bu şarap kesinlikle bir boşluğu dolduruyor. İçkiye verecek çok paranız yoksa, kış günlerinde şarap içmeyi uygun bulanlardansanız, az para veriyorsam acı/ekşi karışımıyla yetinmek zorundayım diye düşünmüyorsanız bunu denemenizi öneririm.
Resimde gördüğünüz 1,5lt’lik şişe bir süredir 39,90 TL’den satılıyor. Bunun hakkında tek cümle yazacak olsam kesinlikle meyveden yapıldığını unutmamış bir şarap derim.
Cümle hiç de abartılı değil. Ucuz şaraplar dünyasında bu kursaktan neler geçti gençler.. Sol ucunda meyve suyu sağ ucunda sirke olan bir skala düşünün. Bizim hayatımız maalesef bu skalanın sağ tarafında geçiyor, tıpkı politik dünyamız gibi.. Bu şarap ise fiyatına rağmen skalanın sol tarafında. Resimde gördüğünüz foto benim atölyenin kapısının önünde 3 derece sıcaklıkta sulu kar üstüne yağarken onu içeri aldığım halini gösteriyor. Üstünde yazan içme sıcaklığı talimatı ezberden yazılmış. Bunu soğuk için. Sıcak yerde için sonra da bol su içip soğuk yerde uyuyun.
Bu şarap Aykut Özkan Şarapçılık tarafından Denizli’nin Çal kasabasında üretilmiş.
İnsanlara yakışır bir vergilendirme olsaydı ve biz bir birayı 3 Liraya içiyor olsaydık bu listedeki şarapların pek çoğunu yolda görsem tanımazdım. Ama bunu yine alırdım.