Siyasal İslamcılar bu ülkede hiçbir zaman rahatça her şeyi yapabilecekleri bir çoğunluğa ulaşamayacaklar. Sonuna geldiğimiz şu 16 yılın macerasının aksini gösterdiğini düşünmeyin. En başında bir koalisyon, sonrasında devasa bir PR çalışması ve son döneminde de bir çıkar ortaklığı ve toplu yalakalık delirmesinden başka bir şey değil bu nispi “kalabalık”.
Kendi çevremden biliyorum. Bizim millet din iman konularına kafasını fazla yormaz, aklına yatmayan şeylere de hemen ses etmez ama bu milletin büyük çoğunluğuna Arabın entarisini giydiremezsin. Çocukların %60’ını imam hatipe zorla kayıt ettirsen bile bu değişmez.
Artık bu işlere kafa yormayanlar bile siyasal islamcıların yere göğe sığmayan bir kibirden başka akılda kalacak bir yönleri, eşini dostunu zengin etmekten başka da idealleri olmayan ot kafalı adamlar olduklarını görüyor.
Ve sonunda seçim zamanı geldi. En iyi bildikleri şey en başından beri PR yapmak olan, kamuoyu yönlendirmek için her şeyi mübah gören, devlet yönetmeyi kitlelerin algısıyla oynamaktan öte bir şey olarak görmeyen adamların elinde kaçıncı seçimimize gidiyoruz. Akaryakıt firmalarının, acil durumlar için tutmaları gereken stok zorunluluğunu bile yarıya indirmişler. Her şey, düzen bir gün daha patlamadan gitsin diye. Her şey PR, her şey göstermelik, her şey kahvedeki adam bir sefer daha aldansın diye. Başarabilirler mi? Bana sorarsanız başarma ihtimalleri yüksek. Ama daha öncekiler gibi kesin de değil.
Seçim ne olur bilemem. Büyük konuşanlara da bakmayın, kimse bilemez. Bir kere, oy verme sonrasında olacakların adilce olacağını kimse garanti edemez. Bu adamlar iktidarda kalmak için her şeyi yapacaklardır. Bu artık bir iktidar hırsı değil, sırtlarındaki hukuksuzlukların, yolsuzlukların, hesabını veremeyecekleri işlerin korkusudur. İktidar bir noktadan sonra daha zengin olmak için değil, varolabilmek için gerekiyor bunlara!
Ben, arkadaşlarla bu konuyu konuşurken, her seferinde umarım gidişleri kansız olur diyorum. 15 Temmuz’da yapabileceklerini gördükten sonra insanların canlarının ve mallarının bu adamlar için basit bir oyuncaktan başka bir şey olmadığının farkındayım. Erdoğan başkanlığı kazanırsa Türkiye çok gerilimli bir döneme girecek. Erdoğan aslında geçenki başkanlık referandumunda kaybetmişti. Ama hayır diyenler o zaman çoğunlukta olduklarının çok da farkında değillerdi. Bu kez her iki taraf da üstünlüğün artık Erdoğan’dan hoşlanmayanların tarafında olduğunu anladı diye düşünüyorum. Erdoğan buna rağmen “kazan”ırsa diğer tarafın içine düşeceği ümitsizlik kesinlikle gerilime neden olacak. Meclis dağılımından söz bile etmeye gerek yok. Burada devletin kurumlarının devlet bilincinde olup olmadığı testine tutulacak ülkemiz. Son birkaç senede gördüklerimizden sonra devlet aygıtının bu testi geçeceğini hiç kimse iddia edemez. Beğenmediğimiz 90’ların çok çok gerisindeyiz.
Erdoğan başkanlığı kaybederse (ki açıkçası bu bence daha zayıf olan seçenek) bir günde ülkenin düzlüğe çıkamayacağı aşikar. Şimdi ya da sonra, bu adamların giderken arkalarında bırakacakları kurumsal ve ekonomik yıkım gelecek olanın kaderini de peşinen belirlemiş olur muhtemelen. Erdoğan’ı devirmek payesinin bedeli ileride büyük bir ekonomik krizle beraber anılmak olabilir. Ama en azından rant ekonomisine bir dur denmesi, devletin hesap vermeden yaptığı muazzam harcamaların önlenmesi psikolojik olarak da olsa ülkeye iyi gelecektir. Erdoğan devrilip giderse ertesi gün tavrı, durumu ne olur diye merak ettiklerim listesi bir hayli kabarık. Bence çok şaşırırız, insanlığın düşebileceği dip halleri görmeye devam ederiz. Ben, özellikle yargı ve eğitimin kolay kolay düzeleceğini zannetmiyorum. Ama bozulmanın eğimi azalır sanırım.
Yarın, sonucu hiç belli olmayan, ilginç bir seçim olacak. Kişisel olarak, ne ekonomi, ne çevre ne de hak hukuk… Bir tek, şu iktidar yalakalarının halini görmek için seçimi Erdoğan kaybetsin istiyorum. Memleket ne hale gelmiş adamın derdi ne diye kızmayın bana. Son 16 senede dinlediğimiz palavralar, yalakalık uğruna yapılan onursuzluklar buradan Mars’a yol oldu! Gündemi günlük takip eden biri olarak böyle bir sezon finalini hak ettim, hepimiz hak ettik!
Sonuç her ne olursa olsun, müthiş bir deneyim yaşayacağız. Bu tür uç deneyimler insana toplum psikolojisini ve toplumun sınıf yapısını ayrıca siyaset denen şeyin algılanış şeklini anlamak için müthiş fırsatlar veriyor. Benim uzmanlık ve uğraşı alanım yarı iletkenler ve yazılım. Ama toplum içinde yaşayan hiç kimse sosyolojiden izole değil. Her şey bir yana, topluma yalan söyleyen ve bunu canı ile oynayarak yapan adamların hikayelerini anlamak bizim kendi ekonomik hayatımızda çok işe yarayabilir (şaka yapıyorum). Bizden öncekilerin azımsanmayacak bir kısmının Menderes ve Özal dönemlerindeki panayırı trene bakar gibi seyretmiş olmalarının bedelini siyasal islam’ın iktidarı ile ödedik. Biz çocuklarımıza, ciddi kitaplarla çelişmeyecek deneyimler, dönem hikayeleri anlatabilelim diye gündemi takip ediyorum, okuyorum, notlar alıyorum. Bu ülke iyi bir yere gelecek. Atatürk’ün başlattığı olağanüstü devrimi sürdürerek gelecek. Belki böyle bir dönem yaşanması iyi bile olmuş diyeceğiz ileride. Eninde sonunda bitecek. Umarım o bitişin başlangıcı yarın olur!