İstikbal mobilya

Az önce gördüğüm “yeni anlayışımızla Türkiye’nin ekonomisinin hizmetindeyiz” reklamına kıçımla güldüğüm, bundan sonra da sırf bu reklam yüzünden hiçbir ürünlerini almayacağım tuhaf firma!
İstikbal ürünleriyle yıllardır haşır neşirim. Daha bekar evleri düzerken bunların malzemelerini bol bol kullanmışlığım var. Berbat servis ve kurulum hizmeti Türkiye’de belli bir marka üzerinden konuşmamamız gereken çok daha genel, sosyolojik bir vaka. Ürünlerini beğenirdim, bana kaliteli geliyordu, tabi bunlar Ikea’dan önceydi 🙂
Firma ve ürünü hakkında söyleyeceğim çok şey yok. Çünkü mobilyalar hakkında uzun cümleler kurabilemem!
Bu akşam gördüğüm reklama taktım!
TV’ye reklam vermek hiçbir ön kabulü olmayan, en geniş kitleye hitap etmek demektir, değil mi? Paranı harcarken çok düşünmemişsindir kesin de.. Mesleki bir dergiye ya da içeriğe duyarlı bir internet banner’ına reklam vermiyorsun arkadaş.. Akşam kendisine atıştırmalık hazırlarken, lan iki gündür TV açmıyorum, bakalım memlekette neler olmuş diye tv’yi açan adamın (galiba bu akşamki beni tanımladım) önüne çıkıyorsun.
Memleketin hizmetindeyiz falan demek ne iş? Ne ayaksın? Mobilyacılığı bırakıp parti mi kurdun dingil? Yarın akşam çöpleri sen mi toplayacaksın yoksa?
Senin memlekete hizmet etme yöntemin koltuk kanepe yatak yapmak şeklinde değil mi güzel kardeşim? O zaman bu ürünlerini tanıt. Evlenecek çiftlere kampanyalar yaptır. Dünyalar tatlısı popçulara cıngıllar yaptır.
Genel konuşuyorum: Ürününü, markasını, kampanyasını anlatmak yerine vatan millet mesajı veren firmalar kafada soru işareti bırakır. Lan ne iş der kafası biraz çalışan adam. Çünkü bilir ki, mağazaya gittiğinde vatan millet sormuyorlar, para soruyorlar.
Ha, neyin kıvırmasında olduğunu bilmiyor değiliz. Fetöcü değilsin, yeni anlayışınla yeni Türkiye’nin hizmetindesin. Her türlü yalarsın. Anladık. Bunu bize anlatma kardeşim. O yalamalarının bedelini şişirilmiş kar marjınla TV’de o reklamı seyreden insanlara ödeteceksin. Tamam, salağız da tamamen hepimiz değil!
Ha, kişisel olarak bana hitap ediyorsan sana cevabım biraz daha spesifik olabilir: Ciğeri beş para etmez tiplerle takılan hoppa bir kız gibisin. Bir kez daha arkadaşına/kuzenine geldin. Ben o çocuktan ayrıldım, doğru yolu buldum, artık daha akıllıca davranacağım dedin. Yarın lacivert değil de parlament mavisi olan versiyona geçeceksin. Adam olsan zaten cemaatçi olmazdın, dünyaya tv koltuğu satardın Anadolu kaplanı bebeğim… İkea hangi cemaattenmiş, İsveç milletine nasıl hizmet ediyormuş, reklama para harcayacağına git iyice bir onu araştır bakalım ne bulacaksın Anadolu kedisi…


Sadece iki gün sonra bu arkadaşların başına “kayyum” atandığını okuduk. Kayyumlar hakkındaki fikrimi 15 Temmuz’dan önce yazdığım bir yazıda kabaca not ettim. Düşüncelerim geçerlidir. Öte yandan bunların eline düşen adamlar hakkındaki düşüncelerim de yukarıdaki yazıdaki üsluptan anlayabileceğiniz şekilde sabittir. İnsanlar içinde geçen her günümde aslında böyle işlerle hiç alakası olmayan “basit” tiplerin zamanında nasıl ite kaka gönüllü Fetöcü yazıldıklarına dair örnekler görüp duruyorum. Eğer her şey yolunda gitse şimdi o niteliksiz kitlenin yarattığı rahatsızlık üzerine yazılar yazıyor olabilirdim. Tasavvur etmesi, eski yazılarıma bakınca çok kolay. Niteliksiz insanların duvardaki bir başka tuğla olmak için böylesine onursuzca kavgalara tutuştuğu bir ülkede duvardan kopanların kayyum diye ağlamasına hüzünlenmek okuyucunun tercihidir. Öte yandan, kayyum dengesiziği, ayrı bir şark usulü barbarlığın örneğidir ki ötekinin kahpeliği berikinin yavşaklığının açıklaması değil. Ben ikisine de giderimi yapıyorum müsaadenizle..

Düşüncelerinizi yazın...

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.