“Eskiden medrese talebesinin mübarek üç aylarda köylere dağılıp halka dini öğütlerde bulunmak, namaz kıldırmak veya müezzinlik etmek suretiyle para ve erzak toplaması.”
Ferit Devellioğlu ‘nun Osmanlıca Sözlüğü’nde yazan bu.
Cahil halka asla sorgulayamayacağı şeyler üzerinden “bilgiçlik” taslayıp ucuz yoldan çıkar sağlamak olarak da yorumlayabilirsiniz.
Mâlum, köye gelen Ziraat Fakültesi mezunuyla alay edilen fıkralarımız vardır. Ama köye gelen İlahiyat Fakültesi mezunuyla dalga geçilmez. Eskiden durum daha vahim imiş anlaşılan..
Şimdi bakın burası çok ilginç: Ramazan’da çılgın paralar alıp televizyonlara iftar programlarına çıkan hocalar bu kadim Osmanlı geleneğini sürdürüyorlar gözüyle bakabilirsiniz.
Din, insanların dünyadaki hal ve hareketlerini Yaratıcı’nın isteğine uygun olarak düzenlemelerine yaradığı kadar, kullanmasını bilene sorgulanmaz bir güç ve çıkar kapısı işlevi de görmektedir. Televizyonda ahkam kesen headset mikrofonlu hoca Cerre çıkmıştır, bu gözle bakın bundan sonra..