Üçüncü Köprü Atatürk’ün Projesiydi

Bunu yaptığım her seferde inanın pişmanlık duyuyorum. Bu adamlardan söz edip bu blog’un sayfalarını bu leş muhabbetlerle doldurmayacağım diyorum.
Diyorum ama öyle şeyler oluyor ki, bunları not etmesem yazdığım pek çok yazı boşa yazılmış olur diye düşünüyorum.

Bazen öyle şeyler oluyor ki, o olayı hiç yorumsuz, sadece “not” etsen, alt alta yazacağın onlarca yorumdan, çıkarımdan, fikri takipten daha pür bir meal beliriveriyor.
İşte böyle bir fırsat olarak gördüğüm için trol haber sitesinin haberini bir yazıma konu yaptım. Arkadaşlar şöyle yazmışlar:

Sözcü yazarı Yılmaz Özdil Çanakkale’den başlayarak Kurtuluş Savaşı’na ve oradan İzmir ile İstanbul’un işgalden kurtulmasına kadar anlattığı Atatürk’ün kahramanlıklarla dolu hikayesinde ilginç bir ayrıntıdan bahsetti.
Özdil’in ifadelerine göre, Atatürk Samsun’a doğru yola çıktığında İstanbul Boğazı’nın Karadeniz’e dönük yüzüne dürbünle uzun uzun baktı ve yanındaki Hüsref Gerede’ye döndü ve “Memleketi kurtarınca hatırlatın, buraya bir köprü dikeyim” dedi..
Sözcü yazarının aktardığına göre Atatürk’ün “Köprü dikeyim” dediği bölge İstanbul Boğazı’nın en kuzeyi, bugün Kuzey Ormanları olarak adlandırılan bölge, yani Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün ta kendisi..

Habere konu yazı ise şu:
Ben Gidersem Devlet Yıkılır (*)

Yılmaz Özdil’in bana fazla iddialı denebilecek kadar “basit” gelen üslubunu bile anlamaktan aciz bir güruh var. Bunlar, her gün girip gündemi takip ettikleri sitede çıkan bir habere hemen yorumlar yazmaya başlıyorlar.
Size o haberin linkini vermiyorum. Alta yazılan yorumları da alıntılamayacağım.

Bilinçli olarak, kitlelerine toplu küfür tezahüratı yaptırmak için yazdıkları bir haber olabilir. Ama gerçekten yazıyı yanlış anlamış olmaları ihtimalini de dışlayamıyorum. Her iki durumda da, bu memlekette birileriyle konuşup, tartışıp, farklı şeyler düşünen insanların yazdıklarını okuyup yorumlamanın artık epeyce zor bir şey olduğu sonucunu çıkarabiliriz.

İktidarın medyası üzerinden o kadar hızlı bir seviyesizleşme yaşandı ki bir zamanların öfkeli laiklerini mumla arar olduk.

Kendimi tüm bunların dışına, üstüne bir yere konumladığımı sanmayın. Biz bu rezil sürecin içindeyiz. Bunun bir parçasıyız. Düne kadar “severek okuduğum” yazarların yazılarına göz gezdirip hassiktir lan deyip sayfayı kapattığım çok oluyor.

Dünyanın her yerinde insanlar düşünceleri ya da çıkarları yüzünden ayrışabilirler. Ama bu ayrışmanın tohumları, kalitesizlik ve niteliksizlik toprağına düşünce çılgınca şeyler üretebiliyormuş. Bunu, yaşayarak görmekteyiz. Yoksa ne Tayyip iktidardan gitse ben geleceğim, ne şimdikilerin bana faydası var, ne bundan sonra gelecekler eşek gibi çalışıp kazandığımın üstünden tırtıklayıp beleş saltanat sürmekten utanacak tipler olacak… Bizimki takım tutar gibi memleket meselesi konuşmanın, artık edilen küfürlerden rahatsızlık duyma seviyesine ulaşma hali.. Yoksa, Beşiktaş şampiyon olsa bana ikramiye mi verecek? Fener şampiyon olsa beni zindana mı atacaklar?


(*) Tesadüf o ki, bu yazıyı, yayınlandığı sabah, işe giderken gemide cep telefonumdan okumuştum ve yolculuğum boyunca beni oldukça eğlendirmişti. Her olayda RTE’nin olayın kahramanına “çekil kenara bakayım” demesi hoş bir karikatürleştirmeydi. 
Özdil’in, “Koskoca Mustafa Kemal Atatürk gidince bile bu devlet yıkılmadı, sen gidince niye yıkılsın?” diye sorduğunu anlamayacak ne vardı ki burada?

Düşüncelerinizi yazın...

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.