Suudiler

Bugün gazetede bir haber gördüm: Suudi vatandaşlarının, ülkedeki hamburgercilerde, kahve dükkanlarında ve giyim-kuşam mağazalarında çalışmaya başladıkları anlatılıyordu.

Haberde hamburger köftesini çevirmek veya ünlü bir markanın t-shirt’ünü katlamak çok dramatize edilmiş. İnsan haberi okurken ya da fotoğraftaki Araba bakarken ee nolmuş yani demeden edemiyor. Sonuçta bu tür hizmet sektörü işleri çok insan istihdam edilen, nitelikli iş gücüne gerek duymadığı için kolay iş bulunan alanlar değil mi ki?

Evet ama orası Suudi Arabistan. Orada bir süre yaşamış olan kuzenimin anlattıklarını hatırlayınca bir Suudi’nin hamburgercide sizden sipariş alması biraz gerçek üstü bir şey gibi geliyor sahiden de…

Suudiler, Norveçlilerin ya da İsviçrelilerin bu yaşamdaki “duali” ya da karşı çifti olan bir yaşam kurmuşlar. Ne demek istediğimi açıklamayacağım. Ama sonuçta, bol paranın gücüyle vatandaşları için kendi anlayışlarınca bir cennet yaratmışlar.

Kuzenim markette sıra beklerken gelen Arabın çat diye kasiyerin önüne aldıklarını yığmasını sinirle anlatırdı.

Şimdi düşen petrol gelirleri yüzünden (muhtemelen) eğitim görmüş Arap gençlerin hizmet sektörü işlerinde çalışmaya başlaması yeni bir dönemin başladığının ilk işaretleri olabilir.

Ne zaman böyle bir konu açılsa aklıma hep iyi ki Türkiye’den petrol çıkmamış düşüncesi gelir. Sahip olacağımız zenginliği Norveç usulü bir kamu düzeninden çok Arap usulü bir saltanata dönüştüreceğimizi tahmin ediyor olduğum için beni suçlamazsınız sanırım. Sonunda kaçınılmaz olarak bir zamanların “çalışmak zorunda olmayan” insanları olarak t-shirt katlamaya geri dönecektik nasıl olsa..

Geçen bir sohbette bu kadar LED sürücüyü kim ne yapmış sorusuna cevap ararken bir arkadaş “abi bunları mobilyacılar kullanıyor” dedi. Rengarenk LED’leri gardrobunda kim ister? Bu lafa güldük. Ama arkadaş çok güzel açıkladı: Bir yanımızın Arap olduğunu unutuyorsunuz.

O Arap yanımız yüzünden bu blogdaki pek çok yazı yazılmak zorunda kalındı tabi. Ağlanacak halimize gülüyoruz. Şimdiye dek Arapların “kutsal” (evet, bildiğiniz kutsal) bir ırk olduğunu düşünen insanlara da rastladım, onların en azından kültürel olarak aşağılık bir millet olduklarını düşünenlere de… İkinciler sayıca daha fazladır sanıyorum.

En son nokta olarak “ama peygamberimiz de Araptı” duvarına tosladığınız olmuştur. Tabi, bu her şeyi açıklıyor. Bir kitapta, yazarın anneannesinin “Allahım beni niye Arap yaratmadın” diyerek ağladığını yazdığını okumuştum. Bu düşünce benim için bile çok fazlaydı. Allah kendisine yapılan dualardan seçme bir kitap çıkarsa kesinlikle onu alacağımı düşünmüştüm. Ramazan programında sorular kabul eden hocaya “ben sevdiğime kavuşmak için dua ediyorum, sevdiğim de kendi sevdiğine kavuşmak için, sonuç ne olur” sorusu gibi şeyler yani. Eşit koşullarda kabul gören dualar sonucu threesome olur diyemezsin tabi..

Konudan saptık. Konu Suudiler idi. Üniversitelerin yaptıkları elektrikli arabalar mı, yeni ABD_Rus rekabeti mi bilemem. Ama Arapları Norveçlilerden çok Hintlilere ya da Bangladeşlilere benzeteceğimiz günler geliyor gibi.

Üzülüyor muyum peki? Ben Yalova’da doğdum büyüdüm. Çok Arap gördüm, son yıllarda çok görmeye de devam ediyorum. Üzülmem söz konusu değil. Doğanın işini yaptığını düşünüyorum.


Eğer Arap kültürünün büyük bir oranda bizim kültürümüzle aynı olduğu konusunda tereddütleriniz varsa  Ahmet İletişim diye bir firmanın sattığı, arka kapağında Erdoğan kabartması olan altın kaplama IPhone’ları incelemek düşüncelerinizin netleşmesine yardımcı olacaktır.

Düşüncelerinizi yazın...

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.