Yemeyi, yapmayı, yapımında kullanılan malzemeleri yetiştirmeyi sevdiğim müthiş yemek.
Kendini kuru fasulye gibi nimetten saymak lafı boşuna söylenmemiştir, emin olabilirsiniz.
Dışarıda yemek yemekten beni soğutan yemeklerden de biridir aynı zamanda. Aşağıdaki cümleyi kendi kendime, hatta birkaç kez direkt muhatabının yüzüne de söyletmiştir bana:
Arkadaş, dükkan açmışsın, müşteri bekliyorsun, insanların paralarına talipsin. Bir kuru fasulye yapmasını, adam gibi soğan doğramasını, yemeğin salçasını yağını ayarlamasını beceremeyeceksen o dükkanı niye açarsın ki!
Kalitesiz malzeme kullanmayan ve çok da beceriksiz olmayan birinin kötü yapması oldukça zor olan bir yemektir kendileri.. Bu yüzden ben de sık sık yaparım. Dışarıda yediğim, hatta kendi kendisini “meşhur” ilan etmiş yerlerde yediğim fasulyelerden bile daha güzelini 30 dakika içinde yapabiliyorum.
Çeşitli türleri olmakla beraber, aşağıda fotosunu paylaştığım çeşidinde, taze iç fasulye ve hindi kuşbaşı kullandım.
Kendi bahçemde, 3 metre eninde ve 5 metre boyunda bir alanda yetiştirdiğim fasulyelerimi tane yapar yapmaz topluyor, hemen kabuklarını ayıklayıp dondurucuya atıyorum. Yemeğini yapacağım zaman da hindi kuşbaşı ve yine kendi bahçemin domateslerinden yaptığım domates suyu ile pişiriyorum.. Sonuç, anlatamayacağım kadar muhteşem..