Beraber Yürüttük Biz Bu Yollarda

Eğer gündemi normal bir ülke olsaydık..
Yani, işleri tıkırında bir ülkenin gündemini 100 sene işgal edecek şeyler bizde bir senede art arda olup bitmeseydi…
Eğer taraftarı olduğumuz adamların her yaptığını peşinen iyi, karşı olduğumuz adamların da her yaptıklarını da peşinen kötü diye yaftalamayı dünya görüşü oluşturmak için yeterli görmeseydik de düşünmeyi, sorgulamayı ve analiz etmeyi becerebilseydik…
Yılmaz Özdil değil politik yazıların önemli yazarı olmak, arkadaşlarına yazdığı e-postaları bile okunacak biri olamazdı sanırım.

Zaten ne yazardı onu hiç tahayyül edemiyorum. Şu bloğun yazarı olarak ben bile kendimi yazma çeşitliliği konusunda daha üretken hissediyorumdur sanırım.

Bu adama bakarken işin bu yönünü asla önemsiz görmüyor olsam da pazarda gezerken tezgahta görüp pek de düşünmeden satın aldığım son kitabı gerçekten de okunmaya değer demekten gocunmuyorum.

Benim için bir yazarın nasıl yazdığı ne yazdığından her zaman çok daha önemlidir. Zaten insan belli bir yaşa geldikten sonra artık anlatılan şeylerin içeriğine karşı eski heyecanını ve ilgisini koruyamıyor. Hayat aynı saçmalıkların etrafında anlamsızca dönüyor gibi geliyor. O zaman üslup, anlatış şekli daha bir önem kazanıyor işte.

Şahsen beni bile methediyor olsa kitap yazıp insanlara bir şey anlatma cüretindeki bir adamın “halk ağzı yapıyorum, benim tarzım bu” falan gibi bahaneleri olmamalı bence. Hele Yılmaz Özdil gibi, karşısına aldığına oldukça sert bir üslupla saldıran, hayata bakışında kendi değerlerinin doğruluğundan asla tereddüt etmeyen çocuksu bir inanmışlık olan adamların yazarlıklarındaki bu “basitlik” insanda “he kardeşim, her bir şeyi biliyorsun da şöyle akılda kalıcı bir cümle kurmayı beceremiyorsun, he he..” tepkisi uyandırıyor, doğal olarak.

Peki bu adam bu kadar kazma biriyse niye hala onun kitabından bahsediyorum?

Mesele kronoloji arkadaşlar. Adam son 2 seneye ait şeyleri oldukça yalın bir biçimde art arda öyle bir sıralamış ki, anlattıklarının hepsini az çok biliyor olsam da böyle üst üste okuyunca oldukça etkilendim. Belki de Özdil’in çok okunması sadece bir kesimin tam da beklediği şeyleri söylüyor olması değil, biraz da bu yalın, kronolojik, hızlı okunan tarzı olabilir. Hakkını teslim edelim.

Her gün benzer şeyleri siyasi tartışmaların içinde afralı tafralı duya duya bunları olağan karşılamaya başladık sanırım. Kitabı hızlı hızlı okuyunca (zaten böyle bir kitap nasıl yavaş okunur ki) kafanızda çok net bir görüntü oluşuyor. Bu görüntünün gerçeğe çok yakın olduğuna inanıyorum.

Beraber Yürüttük Biz Bu Yollarda, pek parlak olmayan ama tutarlı bir aktüalite yazarının normal bir ülkenin normal bir yazarı için hayatı boyunca pek mümkün gözükmeyen bir şansı değerlendirmesi…

Düşüncelerinizi yazın...

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.