Aklınızı başınıza alın

Türkiye “cinsel açlığın Afrika’sı” demek, evet doğru olabilir. Ama sosyoloji son zamanlarda bana her zamankinden de daha sıkıcı geliyor. Söyleyeceğimi hemen not edeceğim ve geçeceğim:
Bu ülkede insanların kafa yapıları herhangi bir Ortadoğu ülkesi ile tıpatıp aynı. Ama giyim kuşam ve bir noktaya kadar davranışlar, bir Batı ülkesine daha çok benziyor. Meselenin önemli bir kısmı bundan kaynaklanıyor işte.

Kadınlar serbest giyinemeseler, serbest dolaşamasalar, bu, cinsel açlık çeken vahşi kitlenin onlardan böyle tahrik olması, onlara ulaşması, onlardan etkilenmesi daha sınırlı olurdu. Hayat dengesini böyle buluyor demek ki. Sonuçta bir saçmalık başka bir saçmalıkla dengelenmiş geri toplumlarda. Kadının kapanmasının, kapanmayı bırak yüksek sesle gülmesinin bile kötü görülmesi böyle pis bir mantığa sahip. Biz kadın özgürlüğünü savunurken işin karşı tarafını atlıyoruz işte. Kadın özgür olunca bizde taşları bağlayıp köpekleri salmışlar gibi bir durum oluşuyor. Evet, kadınların baskı altında olmaları sorunu çözmeyecek, sadece güvenliği biraz daha kolaylaştıracak ve evet hayat bu yönde ilerlemiyor. O yüzden bu bir geçiş dönemi diye düşünebiliriz. Eninde sonunda insanlar daha özgür bir cinsel yaşama kavuşacaklar ve o zaman bu cinsel açlığı konuşuyor olmayacağız. Günlük yaşamda kadın bedeni bu kadar tahrik edici olmayacak ve şu anki özgürlük ortamı o zaman kafa yapımıza daha uygun olacak. Ama şu anda, çevremize bakınca bunun için erken olduğunu görebiliyoruz.

Aslında bunun benzerini trafikte de görüyoruz. Yollar ve otomobiller geliştikçe kazalarda ölüm oranı artıyor. Niçin? Çünkü daha çok insan daha hızlı arabalarda yollarda ama bunlar “aynı” insanlar… Köyünde bir traktör bile kullanmadan şehre gelip lüks araca binmiş zavallılar… Doğanın dengesi içinde bu adamların başka ara kademelerden geçmeleri gerekirdi. Yollarımız çoğalmasa, kentlerimiz büyümese, araba almak böyle kolay olmasa doğa dengesini sağlamış olurdu. Ama  ani gelişme zamanlarında böyle dengesizlikler çıkıyor işte. İspanya’da benzer durum yaşandığını okumuştum. Şimdi ne kentlerin büyümesine ne yeni arabalara ne de yollara suçu atamayız. İnsanların gelişmesini beklemekten başka yapacak bir şey yok.

Ha, bir şey var. Böyle zamanlarda devlet denen organizasyona özel bir görev düşüyor bence. Toplumun değişme hızının her yönde aynı hızla gitmemesinden kaynaklanan böyle durumlarda devletin topluma müdahale etmesi, eğitimi daha bir ciddiye alması, kural ve cezaları gerekirse sağduyunun ötesinde bir takdirle ayarlaması bu geçiş dönemini kısaltacak bir şeyler yapması beklenir.

Oysa bizde devlet toplumsal dinamikleri okuma konusunda herkesin arkasından gelir. Çünkü devletin derdi hiçbir zaman toplumun yapısını iyileştirmek olmamıştır. Devlet topluma müdahale ediyorsa bile bunu iktidarın bekası için yapmıştır.

Mesela bu günlerde bizimkiler bir iç güvenlik yasası çıkarmak için kelimenin tam anlamıyla birbirlerini gırtlaklıyorlar (dün sabah 5 milletvekili yaralanmıştı). Adında “iç güvenlik” kelimesini duyunca, insan safça bunun şu yazdığım şeylerle bir ilgisi olabilir mi diye merak ediyor, değil mi? Alakası bile yok. Bu iç güvenlik yasasının, genç bir kızın bir toplu taşıma aracının sürücüsü tarafından elleri kesilerek yakılmasına karşı alınacak önlemleri içermediğinden emin olabilirsiniz. Bizde iç güvenlik dendiğinde, utanç verici bir biçimde devletin kendisini vatandaşlarından koruması anlaşılır. Ben bu  işlere akıl erdirdiğimde de böyleydi, şimdi de böyle.

Polisin yılışık tavırlarla barıştırma çabalarını bilir misiniz. Gözlerimle gördüğüm rezillikleri burada yazsam yazı çok uzar. Polis kendisine yapılsa silahını çekip “cinnet” geçireceği durumlara “memur” olarak müdahale ettiğinde taraflara öpüşün barışın diyebiliyor. Yani sıradan bir polis bile devletin vatandaşın güvenliğine bakışını tamamen yansıtıyor.

Öte yandan devletin büyük günah saydığı şeyler de var. Siyasi bir suç işlediğinizde kimse sizi öfkeli savcılarla ya da politikacılarla “barıştırmaya” çalışmayacaktır. O zaman suçunuz büyüktür. Bir dönem başörtülüleri, Kürtleri, marjinal sol grupları, azınlıkları, şimdi de paralel yaftası yemiş insanları düşünün. Devlet onlara asla merhamet etmez. Onları kimseyle barıştırmaya çalışmaz. Öte yandan ben bu satırları yazarken 17 yaşında zihinsel engelli bir kıza parkta tecavüz eden 43 yaşında bir adama “iyi hal” indirimi uygulanarak 6 yıl hapis verildiği haberini görüyorum.  O mahkemenin başkanının kızı hakkında ileri geri konuşsanız 6 yıldan fazla ceza alırsınız, emin olun. Ama sıradan vatandaşın sıradan vatandaşa ettiği önemli değildir. Ama mesela şu Pınar Selek’i düşünün. Kadın kaç kez beraat ediyor, tüm bilir kişi raporları ortada bir bomba varlığı ispatlanamıyor diyor ama devlet kadına bir kere öyle bir kafayı takmış ki, her beraattan sonra devlet yine bir dava açıyor.

Zaten hepsine boşverin, bizde “af” diye bir mekanizma var ki kepazeliğin daniskasıdır. Hırsızın, uğursuzun, tecavüzcünün, katilin hakkından gelemeyen, kamu vicdanını yaralamayacak şekilde cezasını bile veremeyen devletimiz bazen bunu yapıyormuş gibi olmaktan bile sıkılır ve toptan herkesi salıverir.

Yani, kadın,

  • Fiziksel olarak zayıf olduğu için,

  • Görüntüde modernleşen toplumda cinsel bir nesne olarak gözükmesi belirginleştiği için,

  • Ancak dini ve kültürel sebeplerle tipik bir Ortadoğu toplumu düşüncesinde olduğumuz için,

  • Toplumsal yaşamın adabından çok uzakta, henüz birey olamamış elemanlardan kurulu bir küme olduğumuz için,

  • Ve devlet denen mekanizmamız asla ama asla bireyin güvenliğini sağlamak önceliği taşımadığı için

böyle şeyler olur, olacaktır. Genel olarak, güçlü zayıfı ezecektir. Hele bu güç bir şekilde politik güçle görüntü birliği sergileyebiliyorsa anasını bile belleyecektir. O yüzden nerede yaşadığınızı bilin, göstermelik özgürlüklerinizi fazla ciddiye almayın derim.

 

Düşüncelerinizi yazın...

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.