Hepimiz Charlie’yiz…

İki kardeş ellerine birer tüfek alıyor, başlarına kar maskesi geçiriyor, bir mizah dergisini basıyor ve 12 kişiyi öldürüyor. Sonra da günlerce hepimiz Charlie Hebdo’yuz, terörün karşısındayız falan diyerek yapılan, adeta bir moda akımına dönüşen gösteriler ardı ardına geliyor.. Fransıızca “Hepimiz Charlie’yiz” demek, selfie çekmek gibi bir modaya dönüşüverdi. Bundan para kazanan girişimciler bile varmış. Nasıl yaptıklarını habere tıklayıp okumadım ama Paris’te üzerinde bu slogan yazan hediyelik eşyalar bulmak çok zor olmaz artık sanırım.

Bu olay sayesinde iki farklı düşüncenin birbiriyle tartışmasını izleme fırsatı buldum birkaç gündür. Birinci düşünce, her İslami terör olayından sonra “gerçek İslam bu değil” diyen düşünce. Dinimizi daha iyi anlatmalıyız. Dinimiz bir barış ve hoşgörü dini. Ama onu  yanlış yorumlayan manyaklar ve onların olumsuz hareketlerini fırsat bilen koşullanmış batılılar yüzünden İslam haksız yere terörle beraber anılıyor. Onlara göre Müslüman coğrafyada her gün bunun 10 katı kadar insan batı yüzünden ölüyor ama kimse bu ölümler için bu kadar tantana etmiyor. Öte yandan batılılar sürekli Müslümanları ötekileştiriyorlar, onları aşağılıyor, provoke ediyorlar. Bu yüzden, tasvip edilecek bir şey olmasa da böyle terör olaylarının olması kaçınılmaz oluyor.

İkinci düşünce, İslam dünyasının geri kalmışlığı ve batı karşısında ezikliği yüzünden böyle şiddet olayları yaşandığını söylüyor. Olay sadece bir etkiye tepki değil aynı zamanda kültürel kaynakları olan, kaçınılmaz bir şey. Zaten bu İslam, geri kalmışlığın sebebi olduğu için batılıların toptancı bir yaklaşımla İslam’ı düşman ilan etmeleri o kadar da yanlış değil. Gündelik yaşamdan verdikleri örneklerle terör olaylarına zemin hazırlayan düşünsel ortam ile muhafazakar/tutucu/dindar kesimlerin düşünme şekillerini örtüştürmeye çalışıyorlar. Kabul etmek gerekir ki başarılı örnekler bulmakta da hiç zorlanmıyorlar.

Ben ne düşünüyorum peki? Bir kere, olayların böyle sembolize edilmesi, buna karşı yalandan bir duruş sergilemenin böyle bir moda akımı haline gelmesi bana işin esasından uzaklaşmak gibi geliyor. Olayların büyütüldüğünü de kesinlikle ama kesinlikle düşünüyorum. Mazluma ağlayıp, onu kutsallaştırmanın, olayın ihmal yanını unutturmanın, olaya mazlumun olası katkısını düşünme fırsatını engellemenin en garanti yolu olduğunu düşünüyorum. Biz Müslümanlar İslam’ın şiddetle ilişkisini ne kadar sorgulamak zorundaysak Batılılar da niye azımsanmayacak sayıda Müslüman’ın onlardan niçin bu kadar nefret ettiğini sorgulamak zorundalar.

Öte yandan mizahın alabildiğine özgür olmasından yanayım. Bu işin sırrı bu. Mizah harika bir şey. Ne yazık ki, inançları ve saf cinselliği konu edinen mizah , sansasyon yaratmanın akıl maliyeti en düşük olan versiyonudur diyebilirim. Elbette bu bir eleştiri değil. Ölmeleri onları kutsal yapmadığı gibi işlerinde kolaya kaçmaları da onları haksız yapmaz. Zaten bu terör işlerini yapanları bu yüzden aklım almıyor. Bir şeyi eleştiriden münezzeh Web sitelerine girip karikatürlerine bakma şansımız olsa büyük ihtimalle çoğuna siktir lan deyip burun kıvıracağımız çizgiler artık eleştirilmezlik zırhına büründüler. Bu günden sonra artık sıkıyorsa o adamların mizahını eleştirin.

Öte yandan, mizaha mizahla karşılık verememek tam bir zavallılık. İslam dünyası batı medeniyeti karşısında tam bir sefalet hali yaşıyor. Onların hiçbir argümanına yanıt verebilecek durumda değiliz. Trafikte bir tatsızlık yaşamışız, biriyle sürtüşmüşüz ve karşı karşıya geldiğimiz adam;

1) Bizden daha akıllı,

2) Daha düzgün konuşuyor, kendisini ifade ediyor, polis gelirse bizi potansiyel suçlu gibi görür,

3) Bizden daha güçlü, bir kavgaya tutuşursak büyük ihtimalle bizi madara eder,

4) Bizim dışımızda kimse bizim haklı olduğumuzu söyleyemiyor,

Bizim bu durumda yaptığımız yerden bir taş alıp adama fırlatmak ya da onun arabasına bir tekme atmak. Sonrasında olanlar için de mağdur edebiyatı üretiyoruz… Adam bize düzgün bir dille trafik kurallarını anlatıyor, iş mahkemeye intikal ederse olacakları net biçimde söylüyor. Biz ne trafik kurallarını biliyoruz ne de hukuki süreçler hakkında bilgimiz var. Adamın üstüne yürüyoruz ama bizden güçlü, elimizdeki uyduruk levyeyi alıp bir tarafımıza sokma ihtimali kuvvetli. Kendimizi ifade konusunda çaresiziz, yapabileceğimiz tek şey şiddet. Kendimizden zayıflara karşı hep yaptığımız şey ama bu adamda işe yaramıyor.

Bu yüzden adamın arabasına attığımız tekme  tamamen haklı diyoruz. Bu yüzden… Yerseniz…

Düşüncelerinizi yazın...

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.