Bazı şeyler var, yazmadan geçsem olmaz diyorum.
Şu kar-kış muhabbeti de böyle.
Günlerdir yok öyle kar yağacak böyle soğuk olacak diye sanki gökten taş yağacakmış gibi bir hava yaratıldı.
Sonrasında pek o kadar da kar yağmadı. Hele İstanbul’a beklenenden çok daha az yağdı.
Ama daha ortalıkta doğru dürüst kar bile yokken hazretler okulları tatil ettiler.
Anlamadığım şey tam da bu: Niye, kaldırımlar ve arabaların üstünde bir-iki parmak kar birikecek gibi olduğu an hemen okullar tatil ediliyor?
Kışın kar yağması bu kadar anormal bir şey mi?
Eğer bu kadarcık bir karda bile bu trafik işlemeyecekse, çocukların okullarına gitmesi güvensiz olacaksa kışın biz yaşamayalım. Sibirya’dakiler ya da Alaska’dakiler öyle mi yapıyorlar emin değilim ama biz yapalım, bu ekolü başlatalım.
İş aslında küresel ısınma yüzünden uzun yıllar ortalamasının bile altında gerçekleşen o kar yağışında değil. İş, sadece güneşli havalarda ve belli sayıda insan dışarı çıktığında ancak zar zor idare eden ve en küçük müdahalede kilitleniveren bu uyduruk kent hayatında payı olanlarda. Ama bunları konuşmak saçma sapan kar geyikleri yapmak, Sibirya soğukları anlatmak, polar vortex demek ya da lake effect snow’u anlamış gibi yapmak kadar cazip değil elbette.
İstanbul’da hava -3 derece, İstanbul donuyor diye haber yapıyor eşşoğlueşşekler. Türkiye’de şu anda sıcaklığın çift haneli eksi değerlerde olduğu bir sürü yerde yaşayan bir sürü insan var. Dünyayla kıyaslama yapma yeteneğimiz olmadığı gibi, kendi ülkemizdeki başka yerlerle bile kıyaslama yapamıyoruz maalesef.
Açın haritayı bakın. Türkiye Avrupa’nın büyük bir kısmından daha güneyde. Dünyada, bizim İstanbul’umuzdan çok daha sert kış koşulları yaşayan bir sürü büyük kent var. Ocak ayında 1 cm kar yağdığında insanların şok geçireceği, bunun birinci haber olacağı, herkesin işi gücü bırakacağı, okulların tatil olacağı yerler mi buraları?
Adamın biri Almanya’da böyle her kar yağdığında tatil olsa ilköğretim öğrencileri okuma yazmayı sökemezdi dedi diye onu hain ilan edivermek güzel de, daha kuzeyde, daha karasal iklimlerde kurulmuş onca kentte hayat nasıl tıkır tıkır işliyor diye düşünmemek vatanseverlik mi oluyor o zaman? Yani dünyanın pek çok büyük kentinde kış sağlam bir kar örtüsü altında geçiyor ve hayat bildiğin devam ediyor. Bizde niye bu olamıyor? Bu kıyaslamayı yapmayı doğaya aykırı mı buluyoruz? Böyle bir kıyaslamayı kendimize haksızlık olarak mı görüyoruz. Herkes gözünü kulağını kapatsın, biz kendi kendimize İstanbul’a yağan bir cm karı, -3 derece soğuğu konuşalım, öyle mi?
Bizim şu siktirik medyamızı takip eden biri dünyada şu kar denen meret sadece İstanbul’a yağıyor zanneder yemin ederim…
Ama bunun da bir sebebi var muhakkak. Sanırım Türkiye’nin Afrika veya Ortadoğu’da bir ülke olması gerekiyordu. Bizim kafa yapımıza uygun coğrafya orası. Anlaşılan bize uygun iklim de orası. Kahire, Şam, Beyrut, Abu Dabi ya da Basra ‘ya kar yağsa yaşanacak şoklar İstanbul’a kar yağınca yaşanıyor. Demek ki kafa yapısından fazlası var ortaklaşılan..