Kayıp değil “atılmış” hayatlar…

İstanbul trafiğinde geçen her 60 dakikanın ortalama 40 dakikası kayıp zamanmış. Yani ortalama 20 dakika sürecek bir yolculuk bir saat sürüyor. Bu ortalama değer. 100 dakikada 81 dakika bekleme olan güzergah bile var.

İstanbul dışında yaşayan biri olarak “adamların ömrü yollarda geçiyor” diye gülüp geçerken bir yandan insanların hayatlarının çalındığını düşünmeden edemiyorum. Ama biliyorum ki pek çok İstanbullu bu durumdan gerçekten rahatsız değil. Bunu büyük bir kentte yaşamanın diyeti olarak görüyorlar. Hatta bu olmasa bir metropolde yaşadıklarını nereden anlayacaklar, o yüzden bu o kadar kötü değil gibi bir yere bile gidiyor bu kabulleniş.

Fanatik futbol taraftarları ve yorumcu güruhu için ülkemizdeki futbolun kalitesi ve gündemin spor dışı şeylerle belirlenmesi nasıl hiç sorun değilse…

Gazeteci tayfası için halkın alıklığı, Türkçe fakirliği, medya kalitesizliği nasıl hiç ama hiç sorun değilse…

Yerel yöneticiler için o bölgenin sakinlerinin kollektif pisliği, umursamazlığı, kenti, sokağı, mahalleyi sahiplenmemesi nasıl hiç ama hiç sorun değilse…

İşte trafikte bir ömür tüketen İstanbullular da hıyar gibi yollarda beklemekten o yüzden şikayetçi değiller.. Şirket araçlarıyla satış pazarlama işleri için fıldır fıldır dönenleri ve oturdukları yerle çalıştıkları yer arasında denizler, dağlar, kıta farkları olan insanları çıkarırsanız trafik rahatlamaz mıydı? Peki o zaman geriye ne kalırdı?

Porno aktristinin çıkardığı ünlemlere benziyor bu memlekette pek çok kişinin sızlanmaları. Bu düzen pek çoklarının işine geliyor. Sızlandıkları şeylerin olmadığı bir dünyada kendi yerlerinin ne olacağından haklı olarak emin değiller çünkü.. O aptal basireti dediğimiz şeyle biliyor onlar bunu…

Bu memleketin sorunlarının pek çoğu insanların aksaklıklarından dolayı onlara rağmen çıkmıyor. O insanlar tarafından ve o insanlar için çıkıyor. Avrupa’da bir süre bulunup, trafikte araç kullanan bir arkadaşım söylemişti: Oh be memlekete geldim araba kullandığımı anlamaya başladım, hayatıma heyecan geldi demişti..

Porno film metaforu daha bir anlamlı oldu, değil mi…

Düşüncelerinizi yazın...

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.