Family Guy’ın yaratıcısından (Seth MacFarlane), göze hoş gelen bir oyuncu kadrosuna sahip basit bir komedi.
Filmde, yapımcının esrarın yasallaşması için mücadele etmiş bir aktivist olduğuna inanmanız için pek çok ipucu var. Esas hatunun esas oğlana eğlenceli bir günün sonunda esrarlı kurabiye vermesi konuyla hiç alakası olmayan bir sahne. Vahşi Batı’nın güvensiz bir yer olduğundan sürekli dert yanan esas oğlanın esrarlı kurabiyeye ilk tepkisinin aşırı dozdan dolayı ölmekten çok korkuyorum demesi de Family Guy tarzı bir ironi örneği (esrardan aşırı doz olmak çikolatadan kafayı bulmakla aynı oranda tüketim gerektirir).
Kızılderililerle geçen gecede kaçınılmaz olarak otantik bir uyuşturucu kullanılması ve sonunda şefin olayla ilgili yorumu, esas oğlanın da cevaben ot içmenin yasallaşmasına teşekkür etmesi bu düşüncemi buraya yazılmaya değer hale getirdi.
Sokakta çember çeviren çocuklar hakkında “tüm dikkatlerini buna verip yaratıcılıklarını kaybediyorlar” eleştirisi ile de benim de savunucuları arasında olduğum, cep telefonunun yeni nesili aptallaştırması iddiasıyla taşak geçilmiş. Eyvallah diyoruz..
Başrol oyuncusu aynı zamanda senarist olan filmlere klasik bir örnek: Esas oğlan Amanda Seyfried ile Charlize Theron arasında tercih yapmak zorunda kalıyor. Ne acımasız bir dünya bu!
Öte yandan, çok eski fotoğraflarda insanların gülmemeleri üzerine gerçekten düşünmeme neden oldu bu film. Fotoğraf çektirmek gündelik bir şey değildi ve insanlar bunu ciddiye alıyorlardı. Daha vahimi pozlama süresi 30 saniyeydi ve bu süre boyunca aynı şekilde gülmek için Joker makyajı yaptırmak ya da botokslu olmak gerekirdi sanırım. Şimdi insanların budala budala ellerinde tuttukları şeye sırıtarak bakıp kendi resimlerini çekmelerine alışınca böyle düşünmek garip geliyor tabi.
İzlemezseniz çok şey kaçırmazsınız. Ama izlerseniz arada yapılan bazı göndermeleri kaçırmamaya gayret edin.