İşler kötüye gittikçe, bizimkiler inadına hamasetin dozunu artırıyorlar..
Biz tüm dünyada vicdanın sesiymişiz. Bunu söyleyen yetkili ağızlar var. Komiklik sınırı aşılmış artık, değil mi?
Mescid-i Aksa’ya giren İsrail askerlerinin botlarını ellerine verme ve orada sökülen her çiviyi geri çakacak olma konularına ise girmesem sanırım daha iyi. Aslında inşaat bizim işimiz. İsrail donanmasından bu kadar korkuyor olmasak eminim oraya bir mütteahit ordusu gönderebilir, 4 tane Mescid-i Aksa inşa edebilirdik. (Donanma diyorum, çünkü güney sınırlarımız düşmanlarla çevrili olduğu için İsrail’e karadan gitme şansımız maalesef yok. Dünyaya nizam vermek için Akdeniz’e açılmalıyız. Korkmak diyorum çünkü Mavi Marmara gemisi ile yolculuk etmişliğim var.)
Her insanın doğruları vardır ve herkes doğrularının başkaları tarafından da kabul edilmesini ister. Benim bu satırları yazmam, sizin her gördüğünüzü eleştirmeniz, yaşlıların sürekli akıl vermesi bu yüzdendir ve bu normaldir. Bana hiç anlamlı gelmese de, ülkeler de aynı şekilde, kendi doğrularının ve kültürlerinin geçer akçe olmasını isterler. Ekonomik sebeplere dayandığı sürece bunu anlar ve desteklerim. Ama ekonomik sebeplere ve temele dayanmadan, daha doğrusu dayanamadan böyle dünyaya bir şeyler haykırılmasına da söylenecek olumlu tek bir sözüm bile yok. Biz niçin dünyada sesimiz duyulsun istiyoruz ki? Zenginler Mercedes yerine bizim markamız olan lüks araçları kullansınlar ya da yeni yetmeler bizim üretimimiz akıllı telefonları tercih etsinler diye mi? Yoksa Kuzey Avrupalılar Big Bang Theory yerine bizim yerli dizileri seyretsinler diye mi?
Örnekler dağınık biraz, affedin. Aslında örneklendirmeye gerek bile yok. İdeolojiler çağı bitti, bunu geniş kitlelerin zaten anladıklarını düşünüyorum. Ama işleri yolunda gitmeyen devletlerin yöneticileri bunu kabullenmek istemiyorlar bir türlü. Bu eski moda ağrı kesici ile iktidarları bir süre daha baş ağrısı yaratmadan gider sanıyorlar.
Bir devlet niçin “tüm dünyada vicdanın sesi” olmak ya da “doğruları bir o bile kalsa haykıracak olmak” gibi tuhaf iddialara sahip olur? Yerli dizileri herkes seyretsin diye değilse (umarım değildir) niçin peki?
Bu “kutlu yürüyüş” ün sonunda, tüm dünya haklı olduğumuzu anlarsa benzin 1TL mi olacak? Bir başka kuyruklu yıldıza da biz mi kontrollü iniş yapacağız? Soru sordukça durum komikleşiyor. Bunun benim üslubumla ilgisi yok.
Bir devlet, şu 10 ülkeden (*) birinin idaresini yapmıyorsa nasıl bir özgüvenle “dünyaya” kendi değerlerini dayatma, dünyaya akıl verme tavırlarına girer:
2014 rank | | 2013 rank |
---|---|---|
1 | Germany | 2 |
2 | USA | 1 |
3 | UK | 3 |
4 | France | 4 |
5 | Canada | 5 |
6 | Japan | 6 |
7 | Italy | 7 |
8 | Switzerland | 8 |
9 | Australia | 9 |
10 | Sweden | 10 |