Guinness

Rekorlar kitabı basmaları sonraki bir hikaye..
Guinness, artık her ne demekse, stout denen çeşit, lezzetli bir biranın markasıdır. Bulduğumda severek içerim. Türkiye’de pahalıdır ama para böyle zamanlar için kazanılır. Ölüdeniz’de küçük bir bar ya da İstanbul’da Irish Pub… Yolum düştüğünde Guinness içerim.
2014 yazında, marketten satın almak da nasip oldu bu güzelliği..
Eşimle Aliağa’dan İzmir’e gidiyorduk. Guinness, bira, izmir anahtar sözcüklerini Google’a yazdım. Karşıyaka Migros’ta olduğunu öğrendim. Bir süre sonra oraya gittik.
Tuborg dolabında Guinness kutu da vardı. Ama dolap bozuktu. Bira 30 derece falandı. Ama o Murphy ise ben de Selim’dim ulan!
Biraları avuçladım ve dondurma dolabına yerleştirdim. Biz biraz dolaştık Karşıyaka kalabalığında.
Sonra onu Migros’un karşısında bir duvara oturup içtim.
Benimki gibi tek kişinin yazmadığı rezil sözlüklerden birinde teneke kutusu hakkında bir sürü olumsuz şey okumuştum.
Onları yazan arkadaşların tat alma duygusu hakkında da düşünerek içtim.
Bira bitince kutuyu çabucak parçaladım. Köpük topunu ağzıma attım.
Guinness güzel bir şey. Hem de çok güzel…

Düşüncelerinizi yazın...

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.