Nevşehir’deki Hacı Bektaş anma törenleriyle ilgili habere bakarken o ilginç resmi gördüm. Siyasi zevatın oturduğu en ön sıranın hemen önünde, turuncu iş kıyafeti ile bir temizlik işçisi yerleri süpürüyordu. Sırtında da Şişli Belediyesi yazıyordu.
Ben üniversitedeyken 1 yıl Şişli’de oturdum. Ama iyi ki şimdi orada değilim. Bana hizmet vermek için organize olmasını beklediğim belediyenin ta Nevşehir’de yerleri hangi yüce siyasi amaç uğruna süpürdüğünü düşünüp canımı boş yere sıkabilirdim.
Türkiye’nin en zengin ilçesi Şişli’nin belediyeciliği, Kürt milliyetçiliğinin kendini siyasi alanda ilk etkili gösterdiği yer olan güneydoğu illerindeki belediyeciliğe benziyor. Orada da bir ulusun kimliğini savunmak gibi yüce bir amaç uğruna mücadele eden politika aslanları çöpleri toplamayı ve şehrin içinden akan kanalizasyon derelerini kurutmayı beceremiyorlardı. Şişli’de çöpler toplanmıyor değil elbette. Ama o siyaset açlığı, ah o şark çiğliği… O bire bir aynı gibi gözüküyor..
Ben belediyenin politik bir yönü olmasından pek mutlu olmam. Bu, liseye giden çocuğumun daha doğru dürüst bilgisayar kullanmayı beceremeden sosyal medyada “diren” meye kalkışmasına karşı duyacağım hissiyatı uyandırır bende. “Yapması gereken yerler”deki temizliği yapmayı beceremeden (eskiler bunu çok daha kaba bir şekilde ifade ediyor 🙂 ) memleketin politikasına dalmasını enerji kaybı olarak görürüm. Ama her dönem bu adam seçilebildiğine göre Şişli’deki seçmenler başka şeyler de görüyorlardır belki..Eh, çocuğunun peşinden meydanlara dökülen “diren” işçiler de vardı zaten…