Şeb-i Yeldâ

Mayaların takvimlerini yıllık olarak yaptıklarını düşünürsek takvimin 21 Aralık’ta bitiyor olması doğal.

Çünkü bu, yılın en kısa günü. Bir yılın ölüşü. Bu iş bir çevrim olduğu için de doğal olarak yenisinin doğmaya başlaması.

Şu Maya takviminin sonu hikayesi tipik bir “falcı sendromu”. Belki bundan daha önce söz etmişimdir. Falcıların niçin tutturduklarını düşünürüz? Mantıklı bir cevabı var. Bir insanın yaşama olasılığı olan ortalama şeyler söylerler. Bunu da üstü kapalı betimlemelerle yaparlar. Bu, çaparide daha çok çengel demektir. Bunlar tutmadıklarında falcıyı hatırlamayız. Yani boş çengelleri görmeyiz. Ama tuttuğunda aklımıza hemen o fal gelir. İşte bu asimetri falcının kazanmasını sağlayan şeydir: Falcıların tutturamadıklarını değil, tutturduklarını hatırlarız. Bu arada falcıları sıkıcı kılan birbirlerinin aynısı metaforlarla konuşmalarıdır. Atmasyon lafları istavrit çaparisine benzetmeyi pek beceremezler. Ama yine de benimle kahve içmek istemezdiniz, biliyorum 🙂

Kimin söylediğini hatırlamıyorum ama kehanet aptalların zekasıdır diye güzel bir söz var hatırımda. O zamandan beri sorarım. Peki akıllıların zekası nedir? Yıllar içinde bu soruya cevap bulma anlamında epey mesafe kat ettim. Ama bu değil şimdi yazımın konusu.

Mayaların sayı sisteminde başa sarmanın olduğu ve modüler aritmetikten hoşlanmayanların son sandıkları bugün aslında yılın en uzun gecesi. Geceler gündüzlerden farklıdırlar, bilirsiniz. Daha bir yalnız, daha bir “biz” oluruz geceleri. Üzerimize örtülen bir yorgandır geceler. Ve o yorganın altında biz daha bir çocuğuzdur.. Daha çok hata yapmış gibiyizdir. Daha bir kararsız gibiyizdir. Daha bir masum gibiyizdir. Daha yalnız gibiyizdir geceleri. İnsanın özünde ne iyilik ne de kötülük olmadığının ispatı gibidir geceler. Ve bunların en uzunu elbette işaretlemeye, bir çevrimin sayma noktası olmaya layıktır.

Günlerin kısalması bu geceden itibaren durdu. Birkaç gün içinde günler uzamaya başlayacak. Sonra bahar gelecek. Şimdi Counting Crows’dan A Long December’ı dinlemenin tam sırasıdır… Bir çok şeyden korkan küçük, yalnız, kalbi kırık varlıklarız bizler.. Çok da konuşmanın gereği yoktur sanırım…

Düşüncelerinizi yazın...

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.