Patriot füze sistemleriyle ilgili kopan teraneyi duymaktasınızdır.
Biz kendimizi 910km sınırımız olan, nispeten geri kalmış bir ülkenin saldırılarına karşı koruyabilecek bir donanımdan tamamen yoksun olduğumuz için NATO bizi korumak için belirleyeceği yerlere yerden havaya atılan füze bataryaları konuşlandıracak.
Füzelerin mülkiyeti Alman ordusunun. Ve bunlar üretilmiş olan en güncel Patriot’lar değil. Ama biz bunlara muhtaç durumdayız. En son modelini arayacak halde de değiliz.
Bunlara ihtiyaç duymamıza neden olan ülke tehdit unsuru olan füzelerini dün satın almadı. Hep vardılar. Ama bizim kafamız böyle bir tehdidin varlığını öngörecek ve önlem alacak şekilde çalışmıyor. Burada işler böyle yürümüyor. Bu ülkenin dış güvenliği uluslararası güç dengesi tarafından sağlanır, kendi ordusu tarafından değil. Aksini düşünüyorsanız yazıyı okumayı hemen bırakın ve gidip geçen yüzyılın tarihini öğrenmeye başlayın.
Bu füze bataryalarının konulacakları yerlere NATO uzmanları karar verecekler. Bunların işletimini yapmak için de 1000’den fazla asker gelecek. Almanya’nın 900 asker yollayacağı söyleniyor.
Peki Patriot’un ne olduğunu biliyor musunuz? Amerikalı Raytheon firmasının üretimi olan ve 1982’den beri kullanılan bir füze sistemi. Bizim için üzerine komplo teorileri üretilen, son derece politik bir figür olmasına karşın onlar için alelade teknolojik bir ürün. Raytheon’un sitesinden bu ürünün tanıtım broşürlerini ve geliştirme notlarını bile izleyebiliyorsunuz:
Kısaca ben derim ki, bağımsızlık, özgürlük, medeniyet falan gibi şeylere çok kafanızı yormayın. Cidden.. Bu ülke 1923’te nasıl bağımsız değilse 2013’te de bağımsız değil. Politik bir sebeple de konuşmuyorum. Bunun kişilerle ve sistemlerle de alakası yok. Bizim için bir “şeytan işi”, bir “politik figür” olan bu meretlerin o adamlar için alelade pazarlanan, geliştirme haberleri sanki bir otomobilden bahsediliyormuş gibi verilen bir üretim nesnesi olması farkıdır işin özü.
Yukarıdaki linkteki sayfanın sonundaki cümlede, üzerinde düşünenler için ibretli manalar var..
Geri bildirim: Davetsiz misafirler… | Selim's space