Birkaç polis, yol verme yüzünden çıktığı iddia edilen bir kavgada kendilerine karşı gelen bir adamı öldüresiye dövüyor. Haberler ise her zamanki gibi sizin yerinize düşünülüp karara bağlanmış kanaatlerle veriliyor: Görüntüler “skandal”. Babayı çocuklarının gözleri önünde döven zalim polisler.. “Vahşet”.. Bunu yapanlar insan olamaz..
Evet.. Tam da hareketleri pek çevik sayılmayacak zavallı bir adamın ortada fırıldak gibi döndüğü, birkaç sille darbesi alır almaz yere kapaklanıverdiği sahneleri izlerken böyle düşünülebilir. Ama ne yazık ki dünya hiçbir zaman bu bozuk Türkçeli gazetecilerin görebildiği kadar basit bir yer değil!
Bir kere meselenin “yol verme” meselesi olması kuşkulu. Meydan dayağı yiyen adamın bir uygulama sırasında “durmayı reddettiği” şeklinde bir habere de denk geldim. Sonra, yanındakilerin karısı ve çocuğu olduğu da şüpheli. Konuşurken “yanımda hamile kadın olduğu için panik halindeydim” dedi. İnsan böyle bir durumu anlatırken hamile kadının karısı olduğunu belirtir sanırım.
Dinlediğimiz, her ne kadar ne anlattığı pek anlaşılıyor olmasa da hep dayağı yiyen adam ve bilgi ve kanaat içeriği dengesi bakımından benim yazdığım blogdan daha objektif olmayan haber metinleri. Keşke, polis cephesinden de bir iki kişi dinleyebilsek.
Anlayacağınız… Herkesin konuştuğu bu olayla ilgili somut bilgilere sahip değiliz. O zaman, ben bir gazeteci de olmadığıma göre, hislerime ve bu ülkede yaşama tecrübeme dayanarak kendi fikrimi, bana doğru geleni, kişisel istatistiklerime göre vereceğim kararı anlatabilirim:
5 yılı aşkın zamandır trafikte aktif bir biçimde motosiklet kullanıyorum. Bu memleketin insanının zeka seviyesi, ahlak anlayışı ve karşısındakinin yaşamına gösterdiği saygı konusunda bir fikir sahibi olacak istatistiğe sahip olduğumu düşünüyorum. İnsanların trafikte nasıl canavarlaştıklarını, komplekslerinin nasıl ön plana çıktığını, nasıl aptallaştıklarını gözlerimle görüyorum.
Kendisinden 15-20 yaş genç, her biri 20-30kg daha ağır ve çok daha atletik iki genç adama umutsuzca kafa tutan, karısının yanında 10 saniye içinde maymuna dönme olasılığını düşünemeden karşısındakilere haksız yere posta koymaya çalışan adamın ruh halini düşünün.
İki parmak kalınlığındaki bileklerinin taşıdığı çarpık ellerini yumruk yapıp arabasının camından size sallayan 15 yıllık sigara tiryakisi bitik esnaf tiplerinin size küfür ettiğini düşünün.
Kırmızı ışıkta tam gaz geçerken noluyor diye kendisine korna çalan insanlara ne var lan diye efelenerek geçen şerefsizleri düşünün.
Feribot iskelesinde en az 100 araçlık bir kuyruk varken, gişeden geçer geçmez kuyruğa girmeden direkt gemiye giren, kendisine tepki gösteren insanlara da küfür eden jip sürücüsü kıroyu düşünün.
Yolda giderken kapısını açıp pisliğini döken, ışıklarda durduğunda sen ne yapıyorsun diye kendisini uyaranları da dövmeye çalışan pislikleri düşünün.
Radara 150km ile girip, çevirilince 90’la gittiğine annesi ve şerefi üzerine yemin eden, ceza yiyeceğini anlayınca da dayısını amcasını arayan onurlu vatandaşlarımızı düşünün.
Bölünmüş bir ana yolun bir yan yol bağlantı yoncasının dönüşünde ters taraftan giderek kendi yolundan yoncaya giren adamın karşısına çıkıveren ve kendisine tepki gösterildiğinde de kavga çıkarmaya çalışan yaratıkları düşünün.
Göz göre göre gelip arkadan size vurduğu halde polise gözünü kırpmadan yalan söyleyen, bunu hiçbir tereddüt taşımadan yapan ahlaksız alçakları düşünün.
Işıklara 150m kala, siz 90 km ile giderken arkanızdan 12o ile gelip, sellektör yapıp yol isteyip, siz vermeyince de size makas atıp 1 saniye sonra haaart diye frene basıp durmaya çalışan beyinsizleri düşünün.
Bölünmüş bir yolun ayırıcı betonları tarafında, yoğun bir yağmur yağışında birikmiş 1 karıştan fazla suyu hesap edemeyip, göremeyip, sizi sollamak uğruna gidip gözlerinizin önünde dümdüz yolda arabasını deviren gerizekalıları düşünün.
Benim şimdi yazmaktan yorulduğum ama sizin biraz düşünseniz aklınıza gelecek daha onlarca aptallık, ahlaksızlık ve namussuzluk eseri sürücü davranışları düşünün.
Kaç kez bir sürücünün iyi niyeti ve dikkati sayesinde sizi bir tehlikeden kurtardığını, size yardımcı olduğunu, sizi minnettar bıraktığını düşünün. Sonra da kaç kez yukarıdaki gibi şerefsiz ve aptal insanlar yüzünden tehlikeye girdiğinizi, canınızın sıkıldığını düşünün.
Kendi istatistiğinizi oluşturun.
Ondan sonra trafikte çıkmış bir patırtıdan dolayı 7 tane polisten meydan dayağı yiyen çarpık bir tipin mağduriyetine inanmaya çalışın..
Kendini ifade edememe baskısını, cinsel yetersizliği, sosyal kompleksleri ve fobileri 1,5m3’lük bir kabinin içinde bir koltuğa oturunca herkese karşı korumalı ve herkesle savaşabilir olduğunu sanma yanılgısıyla beraber kör bir şiddete dönüştüren eziklerin dünyasında, şiddet dürtüleri ters tepince yaşadıkları yıkımı bir mağduriyet olarak görün. Polisi orantısız şiddet uygulamakla suçlayın. Devam edin.. Nasıl olsa siz de kaçınılmaz olarak trafiğe çıkıyorsunuzdur..
Orantısız magandalarımız haddinizi bildirirler er geç…