Litresi 5 liraya tiyatro!

Muhafazakar sanat tartışması ve tiyatrolara müdahale meselesi pek çok kesim tarafından eleştiriliyor.

Muhafazakar insanların aslında ahlakla, sahtekarlıkla ve vicdanla oldukça sorunlu ilişkileri olduğunu kabul etmek gerekir. Çünkü ister dindar muhafazakarlar olsun, ister ideolojik muhafazakarlar olsun, vicdanlarını inançlarına kurban etmişlerdir. İnandıklarının arkasına saklanıp her namussuzluğu yapmaya hazırdırlar. O yüzden, bence bir şeyin muhafazakarına her zaman kuşkuyla bakmak gerekir. Çünkü adı üstünde, bir insan bir şeyi koruma kaygısını kimliği yapıyorsa orada kesin insan onuruna aykırı bir şey vardır.

Peki ya şimdi muhafazakarlar karşısında haksızlığa uğradığını varsaymamız beklenen “sanatçılarımız” için ne düşünmeliyiz? Onlar muhafazakarlık karşısında insan yaratıcılığının özgürlüğünü savunan aydınlar mıdırlar? Yoksa onlar da ruhlarının tüm derinliklerine kadar muhafazakar mıdırlar?

Kişisel yaşam deneyimime bakarak bile söyleyebilirim, ki daha önce de bunu yazdım: Türkiye’nin “resmi” yalanlarıyla büyümüş, bir darbe neslinin üyesi olarak, bu sahte düzen hakkında öğrendiğim gerçeklerin kaçını bir takım “sanatçı” lardan öğrenmişimdir dersiniz? Devlet denen şeyin tuhaf söylemine karşı karşı kaçı alternatif bir söylem geliştirmiş, bizim kafamızı karıştırmış, zihnimize soru işaretleri bırakıp gitmişlerdir? Ortada onca belge, insan, tanıklık ve olay varken, bu ülkenin sıkıntılı konularından kaçına dair bir popüler eser görmüşsünüzdür, bir aydın duruşu hatırlamaktasınızdır?

Gazetecisinin devlet gazetecisi, sporcusunun devlet sporcusu ve sanatçısının devlet sanatçısı olduğu bu hilkat garibesi toplumda sanatçı geçinenlerden, devletin saçmalıklarını eleştirmek namına ne duymuşsunuzdur, düşünün?

Onlar “devlet” sanatçısı olmanın “onurunu” yaşamak peşinde olan, Türkiye’nin standart ezik insanları. Biraz yabancı dil bilmenin, çalıntı eserlerle taklitçilik yapmanın, halka yukarıdan bakmanın kendilerini sanatçı yaptığını düşünen orta doğulu aydınlanmacı modernler 🙂

İronik bir biçimde, bu tür sanattan pek hoşlanmadığını varsayabileceğimiz, dindar-muhafazakar bir başbakanın ağzından “devletin sanatçısı mı olur” sorusuna muhatap olan ve buna asla mantıklı cevap veremeyecek olan kral soytarıları bunlar. Ve tek dertleri yeni gelen kralın halktan biri olması, yani potansiyel olarak onların “eğitmesi” gereken kitleye mensup olması.

Şimdi yeni kral, ya benim soytarım olacaksınız ya da gidip bu işi kendi başınıza yapacaksınız deyince, hayır biz eski kralın soytarısı olacağız ama paramızı sen vermeye devam edeceksin diyecek kadar da onursuz insanlar!

Ve benim,  litresi 5 liraya benzin alarak, bu kukla adamların maaşlarını ödeyen vergileri verdiğimi düşündükçe başbakana hak vermeden edemiyorum.. Devleti kutsasınlar, cahil halkı aydınlatsınlar.. Ama benim paramla değil…

Düşüncelerinizi yazın...

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.