Bedelli askerlik ve vicdani red yasalarının tartışılmaya başlamasıyla beraber bu işlerle ne alakası olduğunu tam anlayamadığım büyük bir kesim her zaman yaptığı gibi, askerliği kutsamaya, askerlik yapmayacakları küçük görmeye, hakaret etmeye başladı.
Askerlik hizmetini erkeklikle özdeşleştirip buna tapınan, bu hizmetin herkes tarafından zorunlu olarak bedavaya yapılıyor olmasını eleştirenleri hain olarak gören şeker oğlanlar ve cici çocukların sesi çok çıkmaya başladı. Dağ başında kendini sakatlamadan 2 km yürümeyi başaramayacak, makineli tüfek sesi duysa altını ıslatacak tipler kutsal görevlerden söz eder oldu.
Erkek olmak ve güçlü olmak ile aptal olmanın aynı şey olmadığını anlamaktan hem erkeklik, hem güç hem de akıl yönünde uzak olan zavallılar vicdani reddi savunanlara memoş demeye başladı.
Türk Ordusu eninde sonunda profesyonel personel yapısına geçecektir ve eninde sonunda zorunlu askerlik tamamen kalkacaktır. Kimse de askere gitmediği için hain veya borçlu olmayacaktır. Benim anlamadığım şey, eninde sonunda olacak bu şeyleri yarın aptal durumuna düşmek pahasına lanetleyen zavallıların orduyu kutsama konusundaki bu çaresiz kölelikleri…
Bir gazete yazarı zamanında bir başka yazara “hanımefendi ordu sizin de bacak aranızı koruyor” diyebilmişti. Oysa gazeteci bir hanımın bacak arasından bile mesul dediğimiz ordu başkomutanını korumakla görevli subayının o komutana silah doğrultmuş olduğu, bunun kurumsallaştığı, bu yapının özüne işlediği bir ordudur.
Açıkçası bizim ordu tartışma konusu olduğunda benim aklıma hanımların bacak aralarını koruyan bir güç gelmiyor.. Aslına bakarsanız hanımların bacak aralarını koruyabilecek bir gücün doğada mevcut olduğuna da inanıyor değilim ama bu başka bir yazı konusu tabi. Kendi koyduğu mayınları bütçesini aldığı halde temizleyemeyen, tamire gönderdiği helikopterleri kaybolan, büyük paralarla edinilen istihbaratı bürokrasisini çalıştıramadığı için kullanmayı beceremeyen, aynı karakolu üç beş çapulcu tarafından defalarca basılan, hiçbir zaman kullanmayacağı silahlara astronomik paralar veren, aklının ermediği bir sürü konu hakkında cahilce atıp tutan komutanları olan, kendi merkez karargahında yapılan yasadışı çalışmalardan haberdar olmayan bir ordu bizimkisi.
Profesyonel olmak, hesap verir durumda olmak, sivil yönetime tam bağlı olmak, bu adamların işlerini hakkıyla yapmaları için gerekli koşullardır. Böyle büyük bir kitleyi hizaya sokmak, modernleştirmek, bunca çıkarın döndüğü arı kovanına çomak sokmak demektir. Bunu yapmaya yeltendiğin an elbette Facebook’taki milliyetçi şeker çocuklar ve cici kızları bile sana küfrettirirler.. Ama bacak aralarını koruyabilecek kabiliyette adam gibi bir silahlı gücümüz olmasını istiyorsak ideolojik zırvaları falan bir kenara bırakıp bir yerden başlamalıyız.