Dünyada tüm ülkelerdeki mal ve hizmetlerin toplamının 70 trilyon doların üstünde olduğu tahmin ediliyor. Halbuki ortada 700 trilyon dolardan fazla bir finans büyüklüğü var. Yani, bu servetin 600 trilyon dolardan fazlasının hiç bir fiziksel karşılığı yok. Bu para hiçbir ürün, mal, gayrimenkul ya da hizmetin karşılığı değil! Bu, “türetilmiş” bir değer. Gerçekten varolan 70 trilyon dolarla yeryüzündeki herşey satın alınabilir, tüm mal ve hizmetlerin değişimi sağlanabilir ve insanlar hayatlarını sürdürebilirler. Oysa finans dünyasında bunun tam 10 katı kadar “para” var.

Altın değerli bir maden olarak üzerinde anlaşılmış “fiziksel” bir servet ölçüsü. Yani para gibi değil. Uluslararası dünyada rezerv para birimi olarak kabul görmüş doların ise fiziksel bir karşılığı yok. FED doları “borç” karşılığı basıyor. 1971 yılında dolar fiyatının altın fiyatına bağlılığı ortadan kaldırılınca dolar fiziksel değerini kaybetti.

1948 yılında yeryüzündeki altının küresel varlıklar içindeki yüzdesi 30% idi. 2009 yılında bu oran 0,8% ‘e geriledi. Dünyadaki toplam altın bu sürede değişmediğine göre küresel varlıkların ölçü değerinde bir enflasyon yaşandı.

Altın değerini sabit varsaydığımızda bu doların değer kaybettiği anlamına gelir. Bu da doları rezerv olarak tutan herkesin kaybettiği anlamına gelir. Birilerinin türetilmiş zenginliklerinin kaynağı da böylece açıklanır.

ABD’nin 2011 itibariyle 14 trilyon doların üzerinde borcu var. Şimdi sıkı durun: ABD’de piyasada dolaşmakta olan tüm paranın toplamı 1 trilyon dolar bile etmiyor. Bu durumda bu ülke borcunu nasıl öder? Yeni dolar basarak mı? Ama basılan her dolar borç karşılığı basılıyor. Bu bir sonsuz döngü…

Türkiye’deki durumun farklı olduğunu düşünmeyin. Borca dayalı para sistemi dolar “üretimine” has bir şey değil. Ülkemizde piyasada 53 milyar TL dolayında nakit para var. Bankalardaki toplam mevduat ise 606 milyar TL.

Herkes parasını bir anda çekmek isterse ne olacak? O kadar para yok ki. Daha kötüsü hiçbir zaman da olmadı. Yani aslında kimse sizin paranızı da çalmadı. Sadece çeşitli araçlarla onu arttıracaklarını, değerlendireceklerini, zaman karşısında koruyacaklarını söylemeleri tamamen yalandı. Belli bir zamanda kazandığınız harcama gücünüzü sizi kandırarak kullandılar ve size arttığını söylediler.  Eğer o parayı bankaya yatırmak yerine arsa, araba, ev, altın ya da eşya almış olsaydınız o para kesin alım gücüyle daima  gerçek olarak karşınızda duruyor olacaktı.

Hiç “ekonomistçe” bir yaklaşım değil ve bununla tutarlı bir biçimde tamamen gerçek. İşin küresel sonucunu da yazıp bitireyim:

Borca dayalı küresel para sistemi bir balondur ve patlama zamanı gitgide yaklaşmaktadır.