Yağmur Damlası Olmak

Bu sabah, hava henüz aydınlanmaya çalışırken dışarı çıktım. Bulutlar yeryüzüne inmişlerdi. Hep bulutlara çıkmak istemez miydik?
İşte şimdi onlar buraya gelmişlerdi.
İnsanın üzerini ıslatan bulutun içinde koşmaya başladım.
Birkaç metre önümde daha ilerisini görmemi engelleyen beyaz bir perde vardı.
Onu yakalamaya, o sınırı geçip tamamen görünmez olmaya çalıştım.
Ben gittikçe o uzaklaşıyordu.
Sonra arkama bakmayı akıl ettim. Aynı perde beni arkamdan da takip ediyordu.
Zaten onun içindeydim.
Alışılmadık bir sessizlik vardı.
O saatlerde oralar zaten sessizdir.
Buna bir de havada asılı duran sayısız su zerresinin yansıtma ve zayıflatma özelliği eklenince sessizlik güzel bir şarkıya dönüşebildi.
Ben bu perdenin beni korumasına güvendim ve bağırarak şarkı söyledim.
Placebo, Running up that hill’i aslından milyonlarca kat güzel bir biçimde icra ederken onlara eşlik ettim.
Denizin de sesi yoktu. Yere inen bulut üzerine en ufak bir çırpıntıya bile izin vermeyecek şekilde çökmüştü.
Eski dostun kıpırdayacak hali yoktu.
Ona nispet yapar gibi hızlı hızlı koştum.
Bulutların içinde koşmak insanı sırılsıklam yapıyor.
Islanıyor ve büyüyorsun.
Kocaman bir yağmur damlası gibi…

Düşüncelerinizi yazın...

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.